30 Eylül 2010 Perşembe

BATTANİYE SORUNUMUZDA GELİŞME YOK..

Dün yeni battaniye aldığımı yazmıştım.Akşam kızları kreşten alırken Damlanın elinde kocaman bir yoğurt kovası vardı.Kovanın içinde de battaniyesi.Öğretmeni kirlenmesin yani yerlere sürünmesin diye kovanın içine koymuş ve bunun içinde taşı demiş Damla'ya.O da aynen dediği gibi kovayla taşıdı battaniyesini.Akşam Hilal Ablamlara gitmiştik.Ordan geldik ve ben o zaman çıkardım yeni battaniyeyi.Ama arabada gelirken anlattım ona durumu.Tamam dedi.Eve geldik çıkardım battaniyeyi nasıl beğendin mi dedim.Bunu keselim küçültelim okula bu minik battaniyeyi götür ne dersin dedim.Hayır dedi.Turuncu yani kendi battaniyesini kesmemi söyledi.Eminmisin dedim.Evet dedi.M ise sakın diye bana işaret ediyor.Kesersen ve eskisini isterse ne yaparız telaşında.Haklı bende düşünüyorum ne yaparız o zaman.Eski haline de döndüremeyiz.Damla ağlamaya başlıyor bu arada yeniyi istemem diye.Tamam kızım diyoruz şimdi eski battaniyenle yat ve uyu.Yatıyor rahat rahat.Onlar yattıktan sonra ben yeni battaniyeyi dört parçaya ayırıyorum.Parçalardan bir tanesinin kenarını tıpkı kendi battaniyesinde olduğu gibi ıslatıp ütülüyorum.Neredeyse aynı deformelikte oluyor.Beğenir mi acaba diyorum M.ye sanmam diyor.Sabah kalkıyoruz kızlarda uyanıyor ben heyecanla Damla'ya yeni kesilmiş battaniyeyi gösteriyorum.Başlıyor ağlamaya.Ama ne ağlamak gözlerinden yaşlar akıyor kızımın.İstemem diyor.Ben kendi battaniyemi istiyorum.Bakıyoruz çaresiziz.M.olaya el koyuyor hemen."Tamam kızım bu battaniye senin.Sen ne zaman büyürsen o zaman küçük battaniyeni istersen kullanırsın.Sen isteyene kadar bu burada kalacak.Şimdi ağlama ve hadi al battaniyeni de okula gidelim."Damla kendi battaniyesini alıyor ve sevinçle dışarı çıkıyor.Karya ise giyim derdinde.Ne giysem acaba diye çekmeceleri karıştırıyor.
Onları okula birakıyoruz sorunsuz.Artık ağlamalar yok neredeyse.Öğleden sonra öğretmenimizi arıyorum ve konuşuyoruz bu konuyu.Anlatıyorum ona Damla'nın hazır olmadığını.Tamam diyor.Ben burada en azından yerlerde gezdirmesini engellemeye çalışayım.Evet diyorum sadece uyku arkadaşı olması için en azından çaba gösterelim.Kadın da haklı.Parka giderken de yanında taşıyormuş battaniyesini.Ama bugün pek elinden bırakmamak istememiş.Anlıyor çocuğum battaniyesiyle ilgili bir sorun olduğunu.Ama battaniyesiyle arkadaşlığının devam etmesi taraftarıyım.En azından uyurken yanında olsun.BAkalım bu iş nasıl sonuçlanacak bende çok merak ediyorum.

29 Eylül 2010 Çarşamba

BATTANİYE SORUNUMUZA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ARIYORUM.

Bu sabah öğretmenimizle konuşmak istedim.Bir kaç gündür konuşamamıştık çünkü.Aradığımda nasıl gidiyor diye sordum var mı bir problem babında.Bana psikologun Damla'yı gözlemlediğini ve bu battaniye işine bir çözüm bulmamız gerektiğini söyledi.Yani sürekli elinde bir battaniyeyle dolaşıyor kızım kreşte.Öğretmenimiz yemek yerken artık yanına koyduğunu ama parka giderkende yanında taşıdığını ve bunuda o küçücük boyuyla yapamadığını dolayısıyla yerlere süründüğünü ve kirlendiğini falan anlattı.Damla zaten evde de bir yere giderken aynı şekilde taşıyor battaniyesini.Ama bu aralar evde fazla birlikte değiller.Sadece kreşte yanında olmasını istiyor herhalde.Kendini güvende hissetmesi içinde bu normal bence.Hala alışamadı ve tedirgin nede olsa.Bence battaniyesiyle uzun yıllar yaşayabilirde.Çünkü eskiden yıkanmasına bile karşı çıkan kızım şimdi kendi atıyor makineye yıkanması gerektiğinde.Yalnız biz yine de M.ile bu işe bir çözüm bulmayı düşünüyorduk uzun zamandır.Ama bir türlü çözüm bulamadık.Daha küçük bir şeyle değiştirelim dedik.Hatta ciciannemiz minik minik iki tane peluş kumaş buldu geldi ama Damla onları istemedi.Ayıcıkları teklif ettim hayır dedi.Bende bugün M.nin de önerisiyle Kemeraltının arka sokaklarına gittim.Bebek eşyası satan mağazaları gezdim.Peluş battaniyemizin aynısından bir tane daha alayım ve yeni aldığımı dört parçaya ayırayım diye.Ama hiç bir yerde aynısından yani aynı renginden bulamadım.Aynı modelin yeşil rengini bir yerde buldum ve aldım.Bakalım akşama Damla ile konuşacağız.Ve o da isterse yeni battaniyemizi parçalara ayıracağız.Belki de yeni battaniyeyi sevecek ve biz eskisini parçalara böleceğiz kim bilir.Bu arada bu durumla ilgili başka çözüm önerisi olan varsa lütfen paylaşsın.İnsan bazen tıkanma noktasına geliyor çünkü.

28 Eylül 2010 Salı

KREŞ GÜNLÜĞÜ-SANIRIM ARTIK SON

Kreşe başladığımızdan beri alışma sürecimizi, yaşadıklarımızı not ettim.İleride biz nasıl kreşe gittik diye sorduklarında açın okuyun diyeceğim.Aradan uzun yıllar geçmiş olacak.
Şimdi kreş günlüklerinin sona erme nedenini yazayım.Sanırım artık alıştık.O zorluklar o krizler yaşanmıyor artık.Gitmek zorunda olduklarını anladılar.Gerçi hala akşamları biz okulu sevmedik diyorlar ama artık bunu ağlayarak söylemiyorlar.Birde sabah uykularını alamıyorlar. Mızırdanmalarında bunun da etkisi var. Dün gayet güzel geçti.Sabah Damlanın o yüz ifadesinden sonra böyle olacağını tahmin etmedim ama.Kızlarımı almaya gittiğimizde içeriden sesleri geliyordu.Görevli teyzemiz Karyaaa-Damlaaa diye seslendiği anda benimkiler anneeee babaaaa diye bağırmaya başlamışlardı bile.Damla koşarak geldi ve atladı boynuma.Zıplaya zıplaya hemde.Görmeliydiniz o anı.Sarıldık kucaklaştık öpüştük..Benden sonra babasına koştu onuda öptü.
Karya bu arada kraliçe endamıyla merdiven inmeye çalışıyor.İndi hemen ayakkabılarını giymeye başladı.Karya kreşe başladığından beri herşeyini kendisi yapıyor.Kendisi giyiniyor.Atletini, külodunu, tişörtünü, pantolununu yada pijamasını ve çorabını.Çorapları genelde ters giyiliyor ama olsun.Kızım kendi başına bir şeyler başarıyor buda bizi çokk mutlu ediyor.Damlada kendi başına yapmaya çalışıyor ama biraz daha tembelce bu konuda.Çünkü sabırlı değil hemen sıkılıyor ve bir an önce olsun bitsin istiyor.
Bu sabah ise Karya yine ağlayarak uyandı.Tersinden kalktı yani.Belliydi.Ben lavobaya gittim vay efendim niye gitmişim.Ağlaya ağlaya peşimde dolaşıyo.Sonra Babası geldi ne istiyorsun kızım diye sordu birlikte bizim odaya gittiler ve benim makyaj çantamı alıp çıkmışlar.Bir ara odalarına girdim ve bir de ne göreyim.Karya benim saç rimelimi almış dudaklarını boyuyor.Aldım elinden ruj verdim dedim boyasın her tarafı ne yapayım.O arada hazırlanmam gerekiyor kızların hazırlanması gerekiyor.Neyse efendim ben hazırlandım geldim kızları giydireyim diye.Elimde elbiseleri.Hanımefendi elbise giymeyecekmiş.Şort giyecekmiş.Şort dediği de pantolon.Gitti kendi istediği tişörtü ve pantolonu aldı getirdi.Birlikte giyindik tabi dudağında benim pembe rujumla.Damlayı da babası giydirdi.Sorunsuz bir şekilde çıktık evden.Kreşe vardık.İçeri girince ayakkabılarımızı çıkardık görevli teyzelerimiz gelmedi henüz ama baktım Karya elinde (bu arada bizden istedikleri kitaplar vardı cumartesi günü kızlarla birlikte gidip o kitapları almıştık.Dün onlar uyuduktan sonra etiketledik ve poşete koyduk.Sabahda ikisi birer elinde poşet olmak üzere çıkmıştı evden) kitaplarıyla merdivenleri çıktı ve hiç arkasına bile bakmadan içeri girdi.Damla ise görevli teyze gelene kadar merdivenleri yarılamıştı teyze gelince döndü arkasına bize baktı ve el salladı.Ama bu kez dudaklar büzük gözler dolu değildi.Damla zaten kabullendi artık okul olayını.
İşte bizim kreş macerelarımızın sona eren kısmı.Tabi son diyorum ama belli olmaz benim sıpaların işi.Belki yarın herşey en başından devam edecek(Allah korusun diyorum) Ama en azından gitmek zorunda olduklarını biliyorlar artık.

27 Eylül 2010 Pazartesi

HİLAL ABLAM-KIZLARIMIN AŞKISI


Hilal Ablamı tanıyorsunuz.Kızlarıma tam iki koca yıl baktı hani.Aslında dayımın kızı olduğunu da biliyor olmalısınız.Kızlarım doğduğunda annemin rahatsızlığı ortaya çıkmıştı.Bir müddet sonrada kayınvalidemin bel rahatsızlığı ve acil ameliyat olması gerektiği.Benimse işe başlamama az kalmış.Hamileyken kızlarıma annem ve kayınvalidemin bakacağı konusunu konuşuyorduk hep.Ama doğumla birlikte her şeyd eğişti.Hiç bir şey planlandığı gibi gitmedi.Çok acil bakıcı aramaya başladık.Ama benim gönlüm kızlarımı yabancı insanlara nasıl bırakırım derdinde.Allah'ım düşünüyorum düşünüyorum bir türlü işin içinden çıkamıyorum.Kayınvalidemin belini ameliyat edecek doktor Hilal Ablamın doktoru çünkü daha önce oda belinden ameliyat oldu ve bir sürü platin takıldı, omurgasına silikon enjekte edildi.Felç olmanın kıyısından döndü açıkçası.Birlikte hastanede doktoru beklerlerken sohbet açılıyor ve Hilal ablamın kızlarıma bakması fikri gündeme geliyor.O gün hallediliyor herşey.M.beni arayıp tamam diyor artık kızların güvende çünkü senin kuzenine emanet edeceğiz.Ben nasıl mutlu, nasıl huzurlu.Biliyorum ki Hilal Ablam kızlarımı kendi kızları gibi güzel bakacak.Özenli, itinalı, biliyorum ki benden daha iyi bakacak.Çünkü tecrübeli ve biliyorum ki çocukları çok sever.hele ki benim kızlarımı.Tam iki koca yıl benden iyi baktı kızlarıma.Annem, kayınvalidem ve o.Evde tam bir altın kızlar curcunası yaşadılar.Bazen mutlu, bazen hüzünlü günler.Neyse işte ben Hilal Ablamın kızlarımın üzerindeki hakkını ödeyemem.O kızlarımın aşkısı.Bir yere giderken hala "anne askimmm" aşkım gelecek mi diye soruyorlar ve evet gelecek dersem dünyalar onların oluyor.Hilal Ablamla yollarımız hiç ayrılmayacak çünkü o hep bizim hayatımızda olacak.Başım sıkışsa o bize yardım edecek.Benim öz ablam yok ama o hep bana ablalık yaptı. Kızların kreşe başlamasına en çok üzülenlerden birisi de o biliyorum.Çünkü kıyamıyor.Ama oda bırakmak zorundaydı çünkü eşi yani Ahmet Abimde rahatsızlandı.Ve Hilal Ablamın kocasının yanında olması onunla ilgilenmesi gerekiyor.Neyse yani sonuç itibarıyle
"Askiiiiimmmmmm seni seviyoruz ve her şey için teşekkür ediyoruz."
Bizden kurtulacağını sanma sakın....

25 Eylül 2010 Cumartesi

ALIŞMAYA ÇALIŞIYORUZ...ALIŞTIK..ALIŞACAĞIZ...

Evet yazamadım bir kaç gün.Gerçi bunda alışıp alışmadıklarını rolü yoktu.Sadece yoğunluk vardı ve birazda yazma isteksizliği.Bugün sevgili Ayşenin yorumunu okuyunca yazmak farz oldu artık.
Evet salı gününden sonra herşey daha kolay oldu.Çarşamba gününden beri yarım saat erken alıyoruz kızları.Bu onlar içinde daha iyi oldu benim içinde.Onlar bizi daha erken görüyor ve daha çok güven duyuyorlar bize.Çünkü hergün bırakırken akşama gelip sizi alacağız diyoruz ya.Her almaya gidişimizde özelikle belirtiyorlar bunu."anne siz bizi aldınız" diye.Benim için iyi oluyor çünkü daha çok vaktim kalıyor evde de.Onlarla da daha çok birlikte olabiliyorum.Perşemde günü almaya gittiğimizde öğretmenimiz Oya Hanım sessizce bize içeri gelmemizi söyledi.Galoşlarımızı giydik ve yukarı çıktık.Bir de baktık ki bizim kızlar Oya öğretmenleriyle birlikte girişteki personel odasında.İkiside döner koltuklara oturmuşlar öğretmenleriyle sohbet ediyorlar.Bizi görünce çok şaşırdılar tabi.Çok da sevindiler.Bize hevesle sınıflarını gezdirdiler.Küçücük tuvaletlerini, küçücük sandalyelerini v.s.Çok ferah odaları.Tertemiz.İçim daha da rahat.Birde artık eskisi gibi ağlamamaları daha da güzel.Yalnız her akşam ikiside okula gitmeyeceğiz diye nabız yokluyorlar.Biz okulu sevmiyoruz diyorlar.Bende "annecim bende işe gitmeyi sevmiyorum ama gitmek zorundayım biliyorsunuz.Sizde okulu sevmeseniz de gitmek zorundasınız" diyorum.Ve onlardan da artık ağlamaklı talepler gelmiyor.Dün akşam uyumak üzerelerken Damla okulda öğrendiği bir şeyi yapıyor.Tam anlamıyorum ama öğreneceğim bende.Öğretmenlerine soracağım.Öğrenince burayada yazarım.Haftasonu odalarına dvd ve uydu aldık.Şimdi çizgi filmlerini odalarında izliyorlar.Bizde rahat rahat temizlik, iş güç artık gündemde ne varsa halletmeye çalışıyoruz.İyi oldu tabi.Odalarında daha çok vakit geçirmelerini istiyorum.Çünkü onlarda bizim gibi salonda yaşıyorlar her daim.Maisy yi koymuştum onlara izlesinler diye baktım bir ara Karya kitaplarını almış eline bir taraftan da kitap okuyor.
Bu arada bir kaç kelimelerini yazayım aklımdayken.
demeynen-değirmen
omanaz-olamaz
kipat-kitap
gayı-darı, dayı
çokoko-çikolata
yumuna-yumurta
eppek-ekmek
Bu sabah daha kolaydı tabi yine okula gitmeleri.Ama Damla..Ahhh DAmlacım.Yavrum kızım içine atıyor.Ağlayamıyor bir türlü.Yine dudakları büzük gözler dolu dolu.Yine hem ağlarım hem giderim olayı.İçim parçalanıyor onu öyle görünce.KArya beni öperek ayrıldı ama Damla öpmedi.Annecim hadi öpüşelim dedim ama yüzüme bile bakmadan gitti.Üzüldüm..Ama belli ki onu bıraktım diye kızdı bana.

22 Eylül 2010 Çarşamba

KREŞ GÜNLÜKLERİ-4'E DEVAM

Dün sabah yaşadıklarımızı anlatmıştım.Akşam iş çıkışı almaya gittiğimizde olanları anlatmaya başlyorum hemen.Zira benim için çok önemli anlar bunlar.Mutlaka kayıt altına almalıyım.
Kapıdan içeri girdik, görevliler bir çocuğu annesine teslim ediyorlar.O anda merdivenlerin köşesinde pembe badisiyle Damla'yı görüyorum."kaayaaaa dellll, çabukkk, anne baba deldiiii" diye içeriye koşuyor hemen.Sonra yanında Karya ile birlikte yanımıza geliyorlar.Karya benim kucağıma Damla babasının kucağına atlıyor sarılıyor, öpüşüyoruz.O arada görevli teyzelerimizden birisi "çocukları bir süre erken almanız mümkün mü" diye soruyor benim şaşkın bakışlarım arasında.
Neden ne oldu ki modundayım ben?Kadıncağız açıklamaya çalışıyor "daha çok küçükler, herkes gidiyor ve herkesin ardından ağlıyorlar, bir on gün falan en azından yarım saat kadar erken alabilirmisiniz" diye soruyor tekrar.Benim bakışlarımdan rahatsız olmuş anlaşılan ki "lütfen yanlış anlamayın henüz çok küçükler, ana kuzusu bunlar daha, Damla baba baba diye sayıkladı durdu" diyor.Bense yanlış anlamadığımı sadece şok yaşadığımı, çünkü çok üzüldüğümü söylüyorum.Hiç beklemediğim bir şey bu.Tamda sadece sabah problemleri yaşadığımızı düşünürken.Çok şükür Allah'ım sonradan sorun yaşamıyoruz derken.Kadın bunları anlatıyor ama ben kafamda neler kuruyorum.Gözümde canlandırıyorum kuzularımı.Her giden çocuğun ardından ağlamalarını düşünüyorum.kendilerini terkedilmiş hissetmelerini.Allah'ım diyorum ne yapıyoruz biz.Nasıl izin veriyoruz buna.M.ile de günlerdir bunu konuşuyoruz erken verdik kreşe konusunda hemfikiriz.Ama mecburduk.Anane hasta hem de çok.Babane de hasta ve bugünlerde ameliyat olması gerekiyor.Hilal Ablmızın da eşi hastalandı.Çevremizde kızlarla ilgilenen herkes hasta yani.Bu durumda ya benim işi bırakmam gerekiyordu yada kızları erkenden kreşe vermemiz.Vicdan azabı yaşıyoruz M ile.Gerçekten çok zor bir durum.Sonra düşünüyoruz ya bizim gibi imkanları olmayan insanlar ne yapsın.Çocuklarını çok küçük yaşlarda hatta aylıkken kreşe verenler.Yine çok şükür 2,5 yaşımıza kadar sağlıklı ve sevgi dolu olarak bakıldılar.Allah bin kere razı olsun anane ve babanemizden.Kendi sağlıklarını hiçe sayıp çocuklarla fazlasıyla ilgilendiler.Ama artık onlarında dinlenmeyi hakkettiği bir gerçek.
İşte böyle arabada eve gidene kadar içim kan ağladı.Kahroldum.Bugün biraz erken çıkacağız, erken alacağız kuzuları.M.ile konuştuk bu kuzular biz onları alıp eve götürene kadar açlıktan ölüyor sanki ne yapabiliriz diye.Sonra yanımıza meyve ve kuruyemiş alalım diye bir öneri geldi canım M.den.(Sen olmasan bir çok konuda tıkanıp kalırım) Akşam işden çıkmadan yanıma aldığım elmayı soydum dilimledim ve tupper kabımın içine koydum.M.de ceviz ve badem almıştı.Kızlar arabaya gelince elma yermisiniz diye sordum.İkiside atladı hemen "eyeeettt" diye.verdim ellerine birer dilim.Damla anında iki dilim elmayı süpürdü.Kalan bir dilim elmada Karya'nın ya.Onu da isteyince ikiye bölüp vereyim dedim ama Karya sıpası kıyameti kopardı "hayırrrr" diye.Damla sıpasıda tamamını istermiş.Elmaaaaaaa diye ağladı uzun süre.M.dayanamadı ilk gördüğün yerden elma aldı güzelce yıkattı ve verdi ellerine.Elma alırken çok da güzel ekmek kokuları geldi burnuma benim içinde ekmek aldı fırından sıcacık.Kızlar ekmek kokusunu duyunca bu kez de "emmekkkkkkkk" diye bastılar yaygarayı.verdik ellerine birer parça.eve gidene kadar ekmek ve elma şeklinde atıştırmalar yapıldı arada da ceviz.
Eve geldik ben apar topar attım kendiğimi mutfağa.Bu sıralar ben mutfaktayken yanıma gelip sandalyeye çıkıp beni izliyorlar ve bundan çok da keyif aldıklarını görüyorum.Sofrayı beraber hazırlıyoruz.Yemeğimizi yiyoruz.Biraz oyalanıyoruz ve sonra uyuma faslı.Dün akşam M.nin bana çok yardımı oldu.Kızlarla çok güzel ilgilendi.Ama ben bu kreş işini hiç sevmedim sanki.Akşamları kızlarla geçirecek zamanım olmuyor.Ben mutfakta harala gürele yemek, bulaşık v.s telaşındayım sonra zaten uyku saatleri geliyor.Sadece uyuturken bir arada olabiliyoruz neredeyse.Aklım hiç ermedi valla.

21 Eylül 2010 Salı

KREŞ GÜNLÜKLERİ-4-ORGANİK ŞİŞE SÜT

Araya haftasonu girince yazmaya ara vermek zorunda kaldım.Güzel bir haftasonu geçirdik kızlarla.Uyumluyduk.Krizler yaşamadık sayılır.Taki babane gelene kadar.Cumartesi öğleden sonra babanemiz geldi.Tabi haliyle kızlar şımarmaya başladı.Pazar günü de nişanımız vardı.O ayrı biz yazı konusu olacak sanırım.Öyle düşünüyorum ama kimbilir?Nişanda Damla ananesini gördü ya kim ayırır yanından.Dönüşte kızım çok ağladı.Resmen anane diye sayıkladı.O kadar çok seviyor ki ananesini.Korkuyorum anneme bir şey olmasından.Zaten dün yine ateşi yüksek olduğu için acile gittiler.allahtan idrar yolu enfeksiyonuymuş ve ağızdan AB ile tedaviye başladı.Ca hastalarında en çok korkulan benimde en çok korktuğum enfeksiyona bağlı ölümler.Allah korusun.Neyse bu konuyu kapatıp hemen kreşde neler yaptık anlatmaya geçiyorum.
Sabah kalktık tabi KArya yine ağlama modunda.Ama bu kez bana değil direk babanesine ağlıyor.Ve ona diyor ki "babane biz sesilyurta gidelim, ben sende kalayım" (sesilyurt-yeşilyurt) Bindik arabaya ağlamalar devam ediyor.ben ikna etmeye çalışıyorum.Sonunda kararlı bir şekilde "bak annecim anne ve baba işe gitmek sorunda, babane de hap almak zorunda, bu yüzden sizde okula gideceksiniz.Ama anne ve baba akşam gelip sizi alacak" biraz daha ağlama devam etti.Ama baktı ki kimseden geri adım gelmiyor sustu ve "anne siz akşam gelip bizi alacaksınız" dedi.Evet kuzum dedim, sarıldım ikisinede sıkı sıkı.Biz sizi asla bırakmayız, tabiki gelip sizi alacağız ve evimize gideceğiz dedim.Sonra neşeleri yerine geldi.Ağlamadılar sınıflarına giderken.Akşam aldık bizi her gördüklerinde çok seviniyorlar.O hallerine bayılıyorum.Bu sabahta biraz ağlamaklı kalkıldı.Okula gitmeyeceğiz dendi.Mızırdanıldı.Ama yeni kıyafetler çıkarılınca, hemen giyinildi.Ve itirazsız okula gidildi.Ama Damla yine dudaklar büzük bir şekilde, için için ağlayarak girdi sınıfa.Hem ağlarım, hem giderim misali.

TİRE SÜTTEN CAM ŞİŞEDE ORGANİK SÜT
Bu arada Türkiye de ilk organik günlük pastörize süt satışı başladı. İzmir pehlivanoğlu mağazalarında dün itibarıyle organik süt satışa sunuldu ve biz hemen aldık.Süper bir görüntüsü var.Çünkü 1 litrelik kocaman cam şişelerde satılıyor bu sütler.Bana göre çok şık.Fiyat olarakda ekonomik.Bu bağlamda Tire süt Kooperatifine teşekkürlerimi iletiyorum.Biz ve çocuklarımızın sağlıklı süt içebilmesine vesile oldukları için.

17 Eylül 2010 Cuma

KREŞ GÜNLÜKLERİ-3

Kızlar uyudu.M ile kahvemizi ve kurabiyelerimizi aldık tv izliyoruz.Allah kahretsin.İnternet bağlantım kesilmiş ve yazdığım o kadar şey silindi.Gelde sinir olma.Nasıl yazacağım şimdi.İçimden nasıl küfürler savuruyorum bilemessiniz.
Sabah kalktık zor bir gecenin zor bir sabahı oldu tabiki.Karya ağlayarak uyandı.Ben okula gitmeyeceğim diyerek.Damla ise dudakları büzük bir şekilde anne ben okul ııııı diyerek geldi yanıma ama hazırlanmak içinde kollarını bana uzatmış halde.Onu giydirdim.Karyayı ise zor ikna ettim.Bana diyor ki.."anne ben işe senle, sen işe gitme biz sana bakarız".Kuzum benim.Nasıl cümleler kurabiliyor bu sıpalar insanın ağzı açık kalıyor.Asıl hengame okulda koptu.İçeri gitmeleri gerekiyor ama ikiside kucağıma atladı ve ayrılmıyorlar benden.Zorla kopardılar resmen ikisinide.Ne saç kaldı bende ne üst.Tam dört kişi mücadele etti bizimle.Ağlayarak giirdiler içeri.Onlar içeride ağlıyor ben dışarıda.O esnada öğretmenleri geldi.Ben şimdi ilgilenirim diye içeri girdi kadıncağız.KApıda da Müdüre Hanımla karşılaştık ben ağlarken.Oda beni teselli etmeye çalışıyor.Neyse eve geldik biz.Telefon ettim.Kahvaltı ediyorlarmış.Kahvaltı bitiminde tekrar aradım.Malum öğretmenimiz benimle Damla hakkında konuşmak istiyordu.Önce sabahki olayı konuştuk.kendisini görünce kızların hemen sustuğunu, bununda benden sonra tanıdık bir yüz arayışı içinde olmalarından kaynaklandığını söyledi.Bu güzel işte.Demek öğretmenlerini seviyorlar.teyze teyze diye dolaşıyorlarmış etrafında.Damla konusunda da dün psikologun anllatıklarını iletti bana.Psikolog kesinlike battaniyesini engellememelerini, hatta çocuğun yanında bu konu hakkında kesinlikle konuşulmaması gerektiğini (hele şükür) söylemiş.Battaniyesini benim yerime koyduğunu, onda benim kokumu hissettiğini kendisini güvende hissetmesi adına bunun gerekli olduğunu söylemiş.Hatta kendisi bırakırsa ne ala yoksa battaniyemizde kreşe gidip gelecek sürekli.İçim rahatladı tabi.Bende kednimi işlere verdim evde.BAnyoyu wc yi temizledim.Mutfağı düzenledim kendimce.Malum üç yıldır kalabalık bir şekilde yaşadığımız için benim düzenim kalmamıştı.ÇAmaşırlarım vardı yıkandı toparlandı v.s.Akşam gittik kızları almaya yine mutlulardı.Yine okula geleceğiz dediler.Yemek yediklerini, oyun oynadıklarını anlattılar.Dönüşte yemek yedik dışarıda.Gayette güzel yediler.Acıkıyorlar.İşe başlayınca iş çıkış saatine kadar nasıl dayanacaklar acaba çok merak ediyorum.Eve geldik biraz oynadılar.Sonra Damla süt istedi.Süt hazırladım bir biberon sütü içti ikiside.Süt içtikleri zaman genelde kusuyor benim kızlarım.Yine aynı şey oldu Damla hemen kustu.Temizledim.Saat sekizde gittik yatmaya.Bugün ilk önce onu uyutayım dedim.Karyayı babası oyaladı.Kitap okudular birlikte.Damla bir türlü uyumadı.Sonra Karya geldi yanımıza.Biz KAryayla kanepeye geçtik Damla yatağında kaldı.KArya hemen uyudu.Damla debelenip durdu bu arada.Baktım uyuyamıyor gittim yanına yattım.Öyle sıkı sarıldı ki bana.Beş dakikaya sızdı.Kalktım yanından gittim kahve suyu koydum.Keyifle kahve içelim düşüncesindeyim.Karyanın "anneeeee" diyen sesiyle içeriye girdim.Baktım kusmuş oda.Heryer batmış üstü başı, yatak.Banyoya gittik temizledim onu.Yatağımızın çarşafını yastıklarını değiştirdim, yattık uyuduk.KAlktım mutfağa gittim tekrar kettle ın düğmesine bastım.Tekrar Karyanın "anneeee dellll" diyen sesiyle yanına gittim bu kez gerçekten uyuttum.Ve tekrar mutfağa gittim kahvemizi hazırladım ve odaya geldim.Komedi dükkanı başladı.M.kahkaha krizinde.Bende izleyeyim, biraz gülmeye ihtiyacım var.
Hamiş: Kreş için sağlık raporu almamız gerekiyordu.Sağlık ocağına gittik.Aile Hekimimizle konuşuyoruz Karyanın kusma olayını.Reflü olabilir konusunda hemfikiriz.Çünkü BAbada da var.Bunun için endoskopi yapılması lazım.Ama nasıl kıyarım ben ufacık bebeğime.NAsıl endoskopi yapılır ona.Bu endişemi dr umuzlada paylaşınca şimdiden tedbir alınmasının faydalı olacağını söyledi.Bu arada Karyanın gece uyurken ağzı açık uyumasından bahsettim geniz eti olabilir mi diye.Olabilir dedi.Buda kusma olayında etken olabilirmiş öğürtü yaparmış çünkü.Yakın zamanda bize hastane yolları görünüyor anlaşılan.Yazdıkça yazasım geliyor.Biri bana dur desin lütfen...

16 Eylül 2010 Perşembe

KREŞ GÜNLÜKLERİ-2

Dün Damla'nın okulu sevmedim gitmeyeceğim diye ağladığını yazmıştım.Sabah kalktık okula gitmek için.Damla dudağı büükük bir şekilde "anne ben okula gitmeyeceğim" dedi yine."battaniye" diye de ekledi ardından.O an aklıma geldi.Dün sabah okula bırakacağımız zaman görevli bayan battaniyesini şimdilik alalım ama bir kaç gün sonra bırakalım demişti.Ben önemsemedim açıkçası çünkü biliyordum Damlanın battaniyesinin de onunla birlikte gideceğini.Kızımın battaniyesine olan düşkünlüğünü sizde biliyorsunuz zaten.Akşam okul çıkışı aynı şeyi öğretmeni de söyledi.Bir kaç gün idare edelim..İyi de bu çocuk battaniyesiyle kendini güvende hissediyor.Bunun bir geçiş materyali olduğunu, battaniyesini benim yerime koyduğumu zaten biliyoruz.Neyse efendim bu sabah kızları içeriye gönderdikten sonra Müdüre hanımla görüşme talebinde bulundum.Sağolsun biraz sohbet ettik.Ben ona Damlanın battaniyesinin önemini anlattım.O da bugün psikologun geleceğini onunla konuşacağını en doğrusu neyse ona göre davranacağını söyledi.Ama unutmadan hemen yazmalıyım.Damla yine ağladı giderken.Biraz oyalandı girmemek için.Karya önceden girmişti ama DAmla girmeyince oda ağlamaya başladı.Bunun üzerine Damlam yine içini çeke çeke içeri girdi.Kardeşi ağlıyor diye.Nerde kalmıştım evet müdüre hanım psikolgla konuşacağını söyledi.Kızları bıraktık ve biz M ile İnciraltına kahvaltı etmeye gittik.Biraz dolaştık.Sonra otobanda bulunan selvay'a uğradık alışveriş yaptık.Eve geldik dinlendik sonra kızları almaya gittik.Öğretmenimiz ellerinden tutup getirdi kızlarımı.Psikologla konuştuklarını, battaniyeninde kreşe devam etmesine karar verdiklerini anlattı.Sevindim tabi.AMa benimle bir ara konuşmak istediğini de söyledi.psikologun söylediklerini bana detaylarıyla anlatackamış.Ama Damlanın yanında konuşmak istemediğini söyledi.Yarın arayacağım onu.Konuşacağız.Ve ben biliyorum ne konuşacağımızı.Hani dedim ya battaniye bir geçiş materyali ve benim yerime kondu diye.Damla kendini dışlanmış hissediyor.Çünkü KArya çok baskın.Dediği olmassa kıyameti koparıyor.Damla ise bu durumda kendini geriye çekiyor.Örneğin her akşam KArya benimle uyuyor.Çoğunlukla üçümüz kanepeye yatıyoruz.Sırasıyla Damla, Karya ve ben şeklinde.Yani KArya hep benim yanımda.Bana sarılan.Damla ise uzakta.Ben ne kadar sarılsamda uzakta.Örneğin bu akşam olan şeyi anlatayım.Yine yatıyoruz.Ama Damla kendi yatağında yatmak istiyor.Yanında da ben yatayım.KArya ise kanepede yatmak istiyor yine yanında ben olmak üzere.Damlanın yatağı küçük olduğu için üçümüzün aynı yerde yatması imkansız.Seçenek sunuyorum kızım buraya gel üçümüz burda yatalım yok hayır illa kendi yatağı.Yere oturdum Damlanın elini tuttum KAryanın da sırtını kaşıyorum.Karya kesinlikle kabul etmiyor DAmlayla ilgilenmemi.Ağlıyor deli gibi.Kızım o senin kardeşin onun elini tutmak zorundayım.Yok delirdi.Dedim gel seni ayağımda sallıyayım o zaman Damlanında elini tutarım.O esnada Damlada beni ayağında salla demezmi?Ne yapayım hangisini sallıyayım.Dedim ikinizide yatırayım ayağıma bir ayağımda sen yat diğerinde sen.İkiside kesinlikle istemiyor.O an bende başladım ağlamaya.çözüm bulamıyorum çünkü.Damla kaldı yatağında aldı battaniyesini eline sarıldı ona dudaklar büzük, bir taraftanda yan yan bana bakıyor.Kızım gel seni kucağıma alayım diyorum yok istemiyor.Bu beni daha çok yaralıyor.Karya da uyumak bilmiyor bir türlü.Damlanın bu durumu içimi acıtıyor.Birde öğretmenle de konuştuk ya biraz kendimi iyice suçlu hissediyorum.Sonra M.den yardım istiyorum.Geliyor Damlayı alıyor avutuyor biraz.Zorla KArya hanım uyuyor ama uyuması bir saati buluyor.20.30 da gittiğimiz odadan ben ancak 21.45 de çıkabiliyorum.Bu arada M.Damlayı ayağında sallamayı teklif ediyor ama Damla "annemmmm" diye ağlıyor.Bu çok kötü işte.Bende daha çok içeride ağlamaya devam ediyorum.Sonra Karya sızıyor ve ben geliyorum odaya bakıyorum Damla M.nin ayağında uyumuş.Usulcacık öpüyorum onu saçlarını okşuyorum almak için teşşebüs ediyorum yatağına götürmek için o an açıyor gözlerini.Sarılıyor boynuma gözleri ışıl ışıl sevinçten.Ben geldim ya.Alıyorum kucağıma diyor odamda salla beni ayağında.Götürüyorum ayağıma alıyorum bir iki dakika sallanıyor sonra yatağına yatmak istiyor.Yatıyoruz beraber hemde sımsıkı sarılarak.Sonra kuzum huzurla uyuyor.Allahım ne kadar zor bir gece oldu.Sen yardım et bana.Varmı bu konuda bana yardımcı olacak kimse.Nasıl dengeyi sağlayabilirim.Yataklarında tek başlarına uyumaya alıştırmalıyım.Ama nasıl geç mi kaldım aaba.Bunun yöntemi nedir.Bu konuda acil yardım lütfen..

15 Eylül 2010 Çarşamba

KREŞ GÜNLÜKLERİ-1

Bugün ilk günümüzü başarıyla atlattık sayılır.Sayılır diyorum çünkü sabah her şey normaldi.Biraz sonra anlatacağım ve sizde öğreneceksiniz.Her şeye en baştan başlıyayım.Kızları kreşin ilk gününde yalnız bırakmamak adına anane, babane ve büyükanne üçlüsünü yani altın kızları da alarak sabah erkenden evden çıktık.Ama ne çıkmak uyuyup kalmışız zira.Çabucak hazırlandık ve attık kendimizi yollara.Neyse ki tam vaktinde ordaydık.Anneler, babalar almış çocuklarını getirmişler.Çocuklar genelde uysalca giriyorlar içeriye.Biz bir gece önce benim özenle hazırladığım çantayı teslim ettik önce.Sonra sıra kızların içeri girmesine geldi.Ayakkabılarını çıkardık, kreş ayakkabılarını giydirdim.Sonra baktım Karya yanıma geldi.Sımsıkı sarıldı bana.Öpüştük koklaştık, akşama gelip alacağız sizi babayla dedim tamam dedi.Günler öncesinden okula gideceklerini biliyorlardı, sakince hazırlamaya çalışmıştık.Sanırım bunun etkisi oldu.Sonra sırayla anane, büyükanne, baba ve babaneyle de vedalaştı.Sonra Damla geldi yanıma dudaklar büzük.Ağladı ağlayacak.Ama tutuyor kendini.Battaniyesini verdik eline, sarıldık öpüştük.O mahzunca çıktı yukarıya ve sonra ağlamaya başladı.Bizden sonra da uzunca bir süre ağlamış ama sonra sakinleşmiş.Sıkı sıkı tembih ettik aman battaniyesini vermeyi unutmayın diye.Biz kızları kreşe bıraktık ama benim içimde fırtınalar kopuyor.Sanki ilk kez ayrılıyorum onlardan.Sanki her gün evde bırakıp işe giden ben değilim.Ama bu çok farklı bir şey.Kendi evimde güvenli kollara bırakıyordum onları ve gözüm hiç bir zaman arkamda kalmıyordu.Biliyordum ki benden çok daha iyi bakan insanlar var.Şimdi ise evimizde değil bambaşka bir mekana bırakıyorum kızları.Orada mutlu olacaklar biliyorum ama ana yüreği işte.Kıyamıyor ki.YAlnız şunu anladım.Allah kimseyi evladından ayırmasın.O kadar zor ki.Bir kaç saatlik ayrılık bile öyle kötü ki.Acaba içeride neler yapıyorlar, nasıl vakit geçiriyorlar.Damla çok çekingen ve çok su içen bir çocuk acaba susadığı zaman su isteyebileck mi?Acaba wc ihtiyaçlarını söyleyebilecekler mi?Acaba uyuyabilecekler mi?Acaba yemek iyecekler mi?Ana yüreği neler düşünüyor.Uzunca bir süre ağladım.Tutamadım kendimi.M.ye sordum DAmla susadığında su isteyemesse eğer KAryaya söyler mi acaba diye.Yani iki kardeş olmaları bizim içinde onlar içinde avantaj gibi.Bana göre tabi.En azından birbirlerini tanıyorlar.Akşam biraz erken almamız söylendi.Her ihtimale karşı kriz durumunda biz sizi ararız daha erken gelirsiniz dediler.Öğleye doğru aradım ben.Çok merak ediyordum çünkü neler olduğunu.Telefondaki bayan bir saniye dedi ve şu an sınıftayım ağlama sesi duyuyormusunuz dedi.BAktım yok çocuklar cıvıl cıvıl şakıyorlar.Benimkiler ne yapıyorlar dedim.Psikolog gözetiminde parmak oyunu oynuyorlar dedi.Rahatladım ama tekrar ağlamaya başladım.Tekrar çalışma olayına lanet ettim.Çocuk doğuruyorsun hemde ne zahmetlerle, ne uğraşlarla ama paranla çocuğunu başkalarına bırakıyorsun bakmaları için.Nasıl bir çelişkidir bu.Madem kendin büyütemeyeceksin niye doğurursun.Ama insan işte acaip bir yaratık.
Akşama kadar bizi kimse aramadı.Ama her telefonum çaldığında yüreğim ağzıma geldi.AKşam saat 16.00 da kreşin kapısındaydık.Kızları bekliyoruz.Geldi benim yumurcaklar.Öğretmenleri ellerinden tutmuş getirdi.DAmla bizi görünce öyle çok sevindi ki anlatamam.Sanki günlerdir görüşmüyoruz.Hemen bana yaptıklarını anlattılar.Çorba yemişler, oyun oynamışlar, uyumuşlar v.s.Öğretmenimiz çok tatlı bir bayan.Güler yüzlü sevecen.İçim daha bir rahat etti.Hoşçakal dedik öğretmenimize.Kızlar orada okulu çok sevdik, yarın yine geleceğiz dediler ama eve gelince Damla ben okulu sevmedim demeye başladı.Bütün akşam okul lafı geçince ağladı gitmeyeceğim dedi.KArya çok sevmiş ama o ben gideceğim diyor.Erken yatırdım onları.Saat 21.00 de Damla sızdı, karya da 21.20 de.YArın sabah ne yapacağız bakalım.Damla bizi zorlayacak gibi.Alışacak ama biraz zor olacak sanırım.İlk günümüz böyle geçti.YArın neler olduğunu yazarım.

13 Eylül 2010 Pazartesi

BAYRAM DÖNÜŞÜ

Bayram bitti ve bugün işe başladık.Sabah kızları uyurken bıraktım evde.Öyle güzel uyuyorlardı ki.Damla battaniyesine sarılmış, yamulmuş; Karya ise sere serpe denir ya aynen öyle.Uyurken ne kadar da masumlar.Bayram boyunca evde yalnızdık kuzucuklar ve biz.Yani tam bir çekirdek aile.
Babaannemiz arife gününden önceki akşam gitmişti.Bizde arife günü kızları iş yerine getirmiştik.Öğlen çıktık.Önce bir şeyler yiyelim diye düşünürken eczanenin önünden geçiyorduk ki M."hadi soralım bakalım grip aşısı gelmişmi" dedi sorduk ve evet gelmiş.eee doktorumuzda kreşe başlıyacakları için önermişti ya yarım doz.Yaptırdık ama kızlar çok ağladı.Eczanedeki kızcağız avunsun diye KArya ya allık fırçasını vermişti.Karya geri verirmi benimde benim.Zar zor bıraktırdım dedim ben sana alacağım fırça söz.Geçtik yolun karşısına Allahtan orada bir parfümeri var.Ordan aldık iki tane allık fırçası da sustu kuzular.Sonra gittik yemeğimizi yedik.Ordan çıktık Konak meydanında kuşlara yem attık.Normalde kuşlara yem bir kerede atılır benim kızlar oturdular yere koydular önlerine yem tabağını.Başladılar kuşlara yem vermeye ama tane tane..
Çok komiklerdi.Sonra bindik arabaya eve gittik.Yolda kızlar sızdı.Ama eve varınca uyandılar- da bu bizi etkilemedi.Dedim şimdi herkes yatıp uyuyacak benim çok uykum var.İlk defa uykuya devam ettiler ve güzel bir uyku çektiler.Sanırım bunda sabah erken kalkmalarının da etkisi olmuştur.Bayramda anane, babane ve büyükanne ziyaretleri yapıldı.Ertesi gün geleneksel bayramlaşma pikniğimiz vardı.Orada da kızlar gerçekten büyüdüklerini ıspatladılar bana.Beni hiç rahatsız etmediler ve dieğr çocuklarla oyunlar oynadılar.Daha sonra bayram bitti.Ve dünde kızların kreş alışverişi için forum bornovaya gittik.Güya gezip dolaşacaktım mağazaları ama LCW ye girince yine hepsini ordan alıp çıktım.LCW gerçekten bütün ihtiyaçlara cevap veriyor.Ama alacağım şeyler bitmedi.Hala eksiğimiz var.Büyük güne az kaldı.ve ben çok heyecanlıyım..
Yakında bende kreş günlüklerime başlayacağım.

8 Eylül 2010 Çarşamba

BAYRAMIN-(M)-IZ KUTLU OLSUN-KREŞ HAZIRLIKLARIMIZ DEVAM EDİYOR

Bu gün Arife günü.Yarım iş günü yani.Sabah kalktık kızları da işe getirdik.Çünkü bayram nedeniyle babaannemiz evine gitti bayram hazırlıklarını yapmaya.Yarın bizi bekliyor.Anneannemizde KT aldığı için evinde.Kızları bırakabileceğimiz kimse de olmayınca işe gidelim hep birlikte dedik.Sabah heyecanla kalktılar.Hazırlandık ve işte burdayız.
Bayramdan sonra başlıyoruz ya kreşe.Hani 15 eylül de.İşte tam gaz da hazırlanıyoruz.Ama daha bitmedi hazırlıklarımız.Kızların kaka ve boğaz kültürlerini yaptırdık.Dün onların sonuçlarını aldık.Yarın da babaannemiz aile hekimimize gidecek ve sağlık raporumuzu alacak.Ondan sonra sadece giyim kuşam hazırlıklarımız kalıyor.Hazırlık yapmak hiç bana göre değil.Bir yere giderken de öyle.Şimdiden telaşı sardı beni.Kaç takım pijama koymalıyım.Kaç tane atlet don koymalıyım, üst baş yeter mi.Yok canım bunlar yetmez hemen gideyim bir kaç parça daha alayım v.s.hepimizde varmıdır bu acaba.Bana kalsa 2 günlük geziye giderken 3 bavul hazırlarım.Ama Allahtan M.her defasında engeller beni.İyi ki de engeller.Lüzumsuz bir sürü şey geri çıkar bavullardan.kızlardan önce de böyleydim.Gittiğim yerden hiç giymediğim kıyafetlerimi aynen getirir ama mecburen onlarıda yıkamak zorunda kalırdım giyilmediği halde hemde.
neyse kreş mevzusundaydım dimi.İşte şimdi kızlara neler koyabileceğimi düşünüyorum harıl harıl.Biz haftalık koyucakmışız giyimleri kuşamları.Bir çantayla götürecekmişiz, lazım oldukça isteyeceklermiş bizden falan.Hal böyle olunca kafamda kurgulamakda zorlanıyorum işte.Malum iki bebe, her daim üst baş kirletirler.Kusarlar işerler.Evde günde dört-beş kez üst değiştiriyoruz biz.Ki artık küçük lekeleri göz ardı etmeye başladık.Yok su içerken ıslandı, yok elini yıkarken ıslandı, yok çiş kaçırdı ıslandı, yok uykudan terli kalktı, yok üstündekini beğenmedi başka giyinmek istedi, e böyle olunca işte çantaya kaç tane koymam gerektiğine karar veremiyorum.Ben gideyim bayram sonrası alışverişimi yapayım.Elimin altında fazla fazla olsun, ihtiyacımız olduğunda gönderirim.Fotoğraf makinem bozuk olduğu için foto ekleyemiyorum bu günlerde.bende sanırım uzunca bir süre sadece yazılarımla idare ededecğim.Foto eklemeden yazmak istemiyordum ama böyle de güzel olur umarım.
Herkese hayırlı bayramlar diliyorum.İnşallah her yeni bayram sağlık ve mutluluk getirsin kuzularımıza.

7 Eylül 2010 Salı

ÇOK ETKİLENDİM, ÇOK ÜZÜLDÜM.....

Gerçekten çok üzüldüm..
Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın.
Nehir'in bloguna hiç yazmasamda ara ara takip ederdim.
Her girdiğimde çok etkilendiğim için fazla girmemeye çalışırdım.
Ama dün bloglarda görünce....
Ne yazılır ki...
Allah sabır versin anasına, babasına, ablasına.
Çok mücadele verdiler...
kelimelerin tükendiği an bu olsa gerek............

1 Eylül 2010 Çarşamba

SONBAHAR BAŞLADI MI?

Bugün yağmur var her yerde olduğu gibi canım İzmir'dede.Gece bekliyorduk yağmurun başlamasını ama bütün gece yine sıcakla cebelleştikten sonra ancak sabah başlayabildi yağmur.Ve evet hava da serinledi şu an itibarıyle.Yalnız biraz önce başladı dediğim yağmur yerleri bile ıslatamadan dinmiş.Oysa ben öyle hazırlamıştım ki kendimi şiddetli yağmura.Ama eminim birazdan başlar çünkü gökyüzünde kara bulutlar toplanmış vaziyette bekliyor.Yağmur dedimde aklıma geldi birden.İnternetten takip ettiğim bir site var.M.tanıştırdı beni o siteyle.Düzenli olarak takip etmeye çalışıyorum bende.Kadir Sütçü adında bir zat.Deprem tahminleri yapıyor sitesinde.Ama dediğine göre araştırmaları varmış bu konuda sadece tahmin değil yani.Bilimsel verilerle tahmin.Bu günden itibaren 72 saat içinde Ege denizinde Yunanistana doğru olan kısımlarda orta şiddette deprem olabileceğini söylüyorlar.Bende buraya takip edebilmem açısından özelikle yazıyorum.Aramızda kalsın ama bu siteye baktıkça rahatlıyorum ben.Çünkü deprem korkusu gerçekten illet bir şey.Sitenin adresini vermeyi unuttum değil mi?Hemen yazıyorum belki sizde göz atmak isterseniz. http://www.dkos.org/
Amannn neyse geçelim sabah sabah bu konuları.Biz büyüyoruz.Evet büyüyoruz artık.Dün akşam baktım da.Kızlarım gerçekten büyüdüler.Artık kendi kendilerine oyun kurabiliyorlar.Karya almış önüne minik ve kel bebeğini.Elinde de oyuncak minik bir kaşık.yemek yedirmeye çalışıyor.Ama tıpkı bizim ona yedirdiğimiz gibi.Sonra benim iki minik kızım birlikte oyunlar oynuyorlar.Genelde kavgayla sonuçlansa da ikisini bir arada oyun oynarken görmek acaip bir duygu.Nasıl anlatsam ki.Karşınızda iki minik insan.Birbirleriyle sohbet edebiliyorlar.Her ne kadar biz tam olarak ne hakkında sohbet ettiklerini anlayamasakda.Öyle ciddi konuşuyorlar ki.
Tam da şu anda aklıma gelmişken yazmadan duramayacağım.Yine dün akşam olan bir şey bu.Karya'nın çişi geldi.Bana diyor ki anne sen kal.Damla gelir beni bekler.KArya yalnız başına wc ye gidemiyor çünkü korkuyor.Ama Damla kendi başına gidiyor karanlık bile olsa çişini yada kakasını yapıyor ya lazımlığa yada klozete.Sonra temizliğini yapıyor lazımlıksa wc ye döküyor, klozetse sifonu çekiyor altını kuruluyor, ellerini yıkıyor sabunluyor dişlerini fırçalıyor vs.Yani neredeyse her işini kendi yapıyor.Eskiden karya korkmazdı, Damla korkardı ama şimdi tam tersi.Damla çok düzenli olacak sanırım.Yani düzenli derken prensipli.Yemekten sonra illaki elelr yıkanacak, dişler fırçalanacak.Hep aynı yastıkta yatılacak.Terlikler yada ayakkabılar mutlaka yerlerine konulacak.Karyanın eşyaları bile parktan Damla tarafından toplanacak çünkü başka çocukların alabilme ihtimali var.Karya da çok düzenli ama Damlanın ki daha farklı.Nasıl anlatılır bu bilemedim ki.Biraz düzensiz yazdım biliyorum.Kafamı toparlayamadım henüz.
Bu arada fotoğraf makinem bozuldu.O yüzden foto ekleyemiyorum.Yeni makine almam lazım.