24 Kasım 2009 Salı

TÜM ÖĞRETMENLERİMİZİN ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM.

Başta eşimin ablası, kızlarımın halası ve benim biricik dostum Sıdıka ve eşi Ertuğrul, sevgili dayım Halis, kuzenim Eren ve yeğenim Pınar....
veeeeeeeee tüm öğretmenlerimiz olmak üzere.....

İYİ Kİ VARSINIZ.....

23 Kasım 2009 Pazartesi

SÖZE GEREK YOK...

İkizlerin yaramazlıklarını kelimelerle anlatmama gerek yok sanırım.
Bu fotolar her şeyi anlatıyor dimi.





19 Kasım 2009 Perşembe

HASTAYIZ

Dün sabah evden aradılar KArya'nın burnu akıyor ne yapalım diye.Dedim ateş var mı? Dediler yok.ee o zaman peditus verin bakalım.Ama ara ara yoklayın ha ateşi varmı diye.
Akşam üstü tesadüfen aradım evi.Bir şey sorucam.NApıyonuz diyorum, Karya'nın ateşi çıktı diyorlar bana.Ateş düşürücü verdiniz mi diyorum evet diyorlar.İçimi bir sıkıntı kaplıyor.Daralıyorum birden.Geçen ayda hastalanmışlardı ama bu kez sanki durum farklı.Allah korusun domuz gribi mi olduk acaba diye endişeleniyorum.gerçi geçen ay hastalandığımızda domuz gribi olmamız daha yüksek bir olasılık ama nedense şimdi panik oluyorum işte.O arada ikizanneleri@googlesgroupes dan üçüz annesi olan doktor arkadaşımla mailleşme trafiği yaşıyoruz.Ben soruyorum o cevaplıyor. Mesaimin bitmesine 5 dakika var ama duramıyorum ki işyerinde.Atıyorum kendimi dışarıya.Bir an önce eve gitmek istiyorum.Bir an önce kızımı görmek istiyorum ne halde diye.Çünkü son yarım saatte tam 5 kez evi arıyorum nasıl diye ve bana en sonunda duşa soktuklarını söylüyorlar.Durmam ne mümkün.Eve varmak ne kadar uzun sürüyormuş meğer.Daha önce hiç farketmemişim bu uzaklığı.Bizi engelleyen diğer arabalara gıcık oluyorum bu arada.Hatta yanan kırmızı ışıklara bile içimden sövüyorum.Arabada konuşuluyor ama ben konuşulanları duymuyorum bile.Çünkü bütün sinirler tepemde.Konuşulan her şey batıyor bana nedense.Aklım kızımda.Ya ateşi çok yükselirse.Ya duyduklarım gibi 40-41 lere çıkarsa.O minicik bedeni nasıl dayanır bu kadar yüksek ateşe.Allahım sen yardım et ne olur.
Neyse ki sonunda eve varıyoruz eşimle.Allahtan asansör yakında da hemen geliyor.Bizim katta iniyoruz ve bakıyorum ki bizim kapı açık.Karya ve babaannesi kapıda bizi karşılıyor.Ohhh çok şükür kızımın ateşi düşmüş.İyi görünüyor.Gözler kıpkırmızı ve baygın ama yine de iyi gibi.
Soru bombardımanına başlıyorum hemen.Sabahtan ateşi varmıydı, öksürüyormuydu, kustumu, ishalmi v.b.Yok benim sorduğum belirtilerin hiç birisi yok.Duramıyorum kızıma soruyorum annecim neren ağrıyor diye.O küçücük eliyle başını gösteriyor bana.Öpüyorum, sarılıyoruz.Sonra Damla geliyor yanıma özledin mi annecim beni diyorum hıııı diyor ve onunla da sarılıyoruz.Hatta sırtıma bile vuruyor kızım.
Aradan biraz zaman geçiyor, bakıyorum KAryanın ateşi tekrar yükselmeye başlıyor ben yine panik.Önceki şuruptan sonra aradan 4 saat geçmiş.Yarım saat içinde neredeyse 1 derece artıyor ateş.tekrar şurup veriyorum ve yatırıyorum artık gece uykusuna.Gece yanımda yatırıyorum ve sürekli kontrol ediyorum.Elim sürekli alnında ve boynunda geziniyor, en ufak bir şüphede ateşini ölçücem,derece de iki farklı derece yastığımın altında duruyor.Neyse ki gecenin saat üçüne kadar ateşlenmiyor bir daha.Aradan yaklaşık 6 saat geçmiş ve bakıyorum ufak ufak sinyal geliyor.Tekrar ateş düşürücü veriyorum ama pazarlıkla tabi.HAdi kızım iç kızım, bak içmessen iyileşmessin, e tamam o zaman ben gideyim v.b şeklinde.Sonunda ikna oluyor ve içiyor çok şükür ki ateşte bir daha gelmiyor.Ama sabah işe gelmek için hazırlanırken ikiside uyanıyor sabahın köründe.Ve karya ağlamaya başlıyor.Damla tıpkı benim gibi.Birisi tepki verdiğinde nasılsa tepki verildi diye hiçç oralı olmuyor.Karya ya anlatıyorum, işe gitmem gerek, para kazanmam gerek, al bak sen bunu sakla akşama geldiğimde alıcam falan filan.Yokkk mümkün diil ikna olması...
Halbuki ben kızıma yalan söylemek istemiyorum evden kaçarak da çıkmak istemiyorum ama bugün mecbur kaldım yalan söylemeye.ee o zaman ben bi wc ye gideyim dedim ve çıktım evden.Ama o da anladı ki arkamdan hiç ağlamamış.Neyse işte böyle.

11 Kasım 2009 Çarşamba

KİTAP MİMİ

Kitapları çok seviyorum ve bunu her fırsatta dile getirmeye çalışıyorum.Bu yüzden yakışıklı Eren'in annesi sevgili cavidan beni mimlediğini söylediğinde mutlu oldum.Hiç bir mime bu kadar sevindiğimi hatırlamıyorum.Gelelim cevaplara....

1.Şu an okumakta olduğunuz kitap ve kısaca konusu
"Aldatmak Charlotte Link'in gerilim dolu bir romanı.Adı üstünde aldatma ile alakalı.Ve şu gayet güzel gidiyor.Psikolojik gerilim tarzı bir kitap ve ben psikolojik kitapları çok severim.Bu kitabı aldığıma da bu yüzden hiç pişman olmadım."

2.En son aldığınız kitap
"Robert J.Makenzie'nin Çocuğunuza sınır koyma adlı kitabını almıştım.Bence her ebeveynin okuması gereken bir kitap"

3.Şimdiye kadar aldığınız kitaplar içinde en sevdiğiniz
"Elif Şafak'ın Aşk ve Irvin Yaloom'un Niestzche Ağladığında adlı kitaplarını çok severek okumuştum.Ve bu kitapların dönüp dolaşılıp tekrar okunası kitaplar olduğunu düşünüyorum."
Ah birde Piraye var Canan Tan'ın.Onu da çok beğenmiştim.Ama kitabın sonunda gıcık olmuştum." Birde birde Umberto Eco'nun Gülün Adı adlı kitabını çok sevmiştim.

4.Bir türlü bitiremediğiniz ,bitirsenizde sizi illallah ettiren kitaplar
"Nedense bende Orhan Pamuk okuyamayanlardanım.Benim Adım Kırmızı kitabını defalarca elime aldığım halde her defasında geri bıraktım.
Birde Elif Şafak'ın Mahremdi galiba adı çok sıkılarak okumuştum"

5.Elinizdeki kitap bitince okumayı düşündüğünüz kitap
"Sırada bekleyen o kadar çok kitabım var ki.Mesela Göçebe, Şeytanın Labirenti, Masumiyet Müzesi, Günahkar v.s.

Bende sevgili ebruli 'yi, sevgili zehra 'yı ve sevgili ayşegül 'ü mimliyorum.Hadi bakalım kızlar kolay gelsin.

10 Kasım 2009 Salı

FAYDALI ANNE KEKİ

İkizanneleri@googlegroupes da sevgili arkadaşım Özlem'e ait bir tarif bu.
Kendisi tamamen kendince ortaya çıkardığı bu tarifi grupta paylaşınca bizlerde hemen denedik.
Ben kendi adıma bayıldım bayıldım bayıldım....
Bu kadar sağlıklı ve bu kadar lezzetli bir kek olamaz.Ben yalnız içine Özlemden ilham alarak aklıma ne gelirse koydum.Haşlanmış kestane, taze ceviz içi ve yulaf ezmesi.Kuru üzümü de içlerine katarak rondoda iyice karıştırdım.Ve sadece kepek unu kullandım çünkü evde tam buğday unum yoktu.Hani bir önceki postta yazmıştım ya sinangil kepek unu diye işte ondan.
Muhteşem bir tat.Tahinin o can alıcı tadı keki kavurmuş resmen.Ve pekmez olarak da evde dut pekmezi vardı ve kızlar dut pekmezini beğenmemişlerdi.Onu kullandım.
Ama siz tatlı seviyorsanız bir bardak pekmez kullanmanızı öneririm ve şekeri de mümkünse bir kaşık yapın.Hadi bakalım mutfağa.Kuzulara kek yapmaya.

2 su bardağı un (tam buğday unu, tam çavdar unu ya da söke unun 7 tahıllı > unları var)
1 su bardagi kuruyemiş (rondoda çekilecek)
1 su bardağı süt
yarım su bardagi pekmez
yarım su bardagi tahin
yarım su bardagi zeytinyağı
yarım su bardağı kuru üzüm
3 yumurta
kabartma tozu
2 çorba kaşığı şeker
tarifi
şekeri ve yumurtayı blenderla karıştır 5 dakika karışması lazım köpürene kadar sonra tüm malzemeyi ekle karıştır 180 derece fırında 40 dakika pişir bıçakla kontrol et bulaşıksa pişmemiştir 10 dakka daha afiyet olsun:)

TEŞEKKÜRLER SİNANGİL.....


Sinangil Unlarından bir yetkiliyle, sitelerinde oluşan bir sorun nedeniyle mail trafiği yaşamıştık.

Bu sorunun kendileriyle tanışmamıza vesile olduğu için memnunum.Zira Sinangil Ürünleriyle tanışmama vesile oldu bu sorun.Neyse efendim.Deneme ürünlerim geldi bugün.İşyerinde kargocu arkadaş adımı sorup elinde koliyle yanıma geldiğinde ben havalara uçmak üzereydim.

TAbi koliyi açınca mest oldum.benim gibi mutfak delisi ve kızlarına nasıl sağlıklı ekmekler kekler yapabilirim telaşında bir anne için mutluluğumu tahmin edersiniz.Siz beni mutlu ettiniz, Allah sizi mutlu etsin Sinangil...
Bu arada Ben zaten sinangil kepekli ununu kullanıyor(muş)um.Ve bundan acaip memnunum.Daha haftasonu kepek unundan bir kek yaptım şahane oldu.
Bir ara tarifin sahibi arkadaşımdan izin alıp burada yayınlamayı düşünüyorum.

CANIMIN, KALBİMİN YARISI....DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN....


Canım..Aşkım...
Hani yeni tomurcuklanan bir ağaç gördüğünde için kıpır kıpır olur ya....
Hani yeni açan bir çiçek gördüğünde koklamaya doyamassın ya...
Hani denizin içinde minicik balıkları gördüğünde için sevinçle dolar ya....
Hani yeni doğmuş bir bebeği gördüğünde için umutla dolar ya.....
Sen her daim benim içimi kıpır kıpır yapan, koklamaya doyamadığım, her gördüğümde içimi sevinç ve umutla dolduran, veeee bir güneş gibi dünyamı ısıtan, veeeeeeeeee çocuklarımın babası hayat arkadaşım.Canımın, kalbimin yarısı....
Doğum günün kutlu olsun...İyi ki doğmuşsun ve iyi ki benim kocam olmuşsun..
Seni çok seviyorum...

4 Kasım 2009 Çarşamba

GDO'LU ÜRÜNLERLE İLGİLİ....

26 Ekim 2009 tarih ve 27388 Sayılı resmi Gazetede yayınlanan Yönetmelikle GDO'lu ürünlere izin verildi.Bundan sonra tükettiğimiz gıdaların GDO'lu olup olmadığını anlayamayacağımız yönünde tereddütler var.Ancak yönetmelikte gıdaların etiketlenmesi ile ilgili bölüm var ve orada aynen şöyle diyor:
"Gıdaların etiketlenmesi
MADDE 14 –(1) Bu Yönetmelik hükümlerine göre izin verilen GDO lu gıdaların % 0,9 un üzerinde GDO içermesi hâlinde, 16/11/1997 tarihli ve 23172 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinde yer alan gerekliliklere ilave olarak aşağıdaki hususlar çerçevesinde etiketlenmeleri zorunludur.
a) GDO lu gıdanın tek bileşenden oluşması durumunda “genetik olarak değiştirilmiştir” veya ürün ismi ya da hammaddenin ismi “genetik olarak değiştirilmiş ...........’den üretilmiştir” ifadesi ile birlikte etiket üzerinde yer almak zorundadır.
b) GDO lu gıdanın birden fazla bileşen ihtiva etmesi durumunda, ürün ismi ya da bileşen ismi, “genetik olarak değiştirilmiş ..........” veya “genetik olarak değiştirilmiş ….......’den üretilmiştir” ifadeleri ile birlikte bileşen listesinde söz konusu bileşenden hemen sonra gelecek şekilde parantez içerisinde yer almak zorunda olup, parantez içindeki ifade diğer bileşenlerle aynı karakter büyüklüğünde olmalıdır.
c) GDO lu dökme gıdaların beraberinde, etiket bilgilerini içeren belge bulundurulmak zorundadır.
ç) Yukarıda belirtilen etiketleme gerekliliklerinin yanı sıra, GDO lu gıdaların GDO suz eşdeğer ürünlerden; bileşimi, beslenme etkileri veya beslenme değeri, kullanım amacı açısından farklılık gösterdiği durumlarda, bu hususlar etiket üzerinde belirtilmelidir. Besin bileşeninde farklılık gösteren GDO lu gıdalarda, beslenme etiketlemesi yapılması zorunludur.
d) GDO lu gıdaların GDO suz eşdeğer ürünlerden farklı olması durumunda, tüketilmesi sonucunda sağlık riski oluşturabilecek tüketici gruplarına ait uyarıların etiket üzerinde belirtilmesi zorunludur.
e) GDO kullanılarak elde edilen gıdanın GDO suz eşdeğerinin olmaması durumunda, söz konusu ürünün doğası ve özelliklerine ait bilgilerin Türk Gıda Kodeksinde belirtilen hükümlere uygun olarak etiket üzerinde belirtilmesi zorunludur."

YAni benim anladığım bundan sonra eğer ürünlerde GDO varsa üzerinde belirtilmek zorunda.
Lütfen buna dikkat edelim ve GDO'lu ürünleri almayalım..

Eğer sizde Resmi Gazeteden daha detaylı bilgi almak istiyorsanız tık lütfen.

3 Kasım 2009 Salı

GDO'LU ÜRÜNLERE HAYIR

Ne zamandır genetiği değiştirilmiş ürünlerin ne kadar sağlıksız olduğunu konuşup duruyoruz eşimle ve arkadaşlarımızla.Bile bile sağlığımızı kaybediyoruz.Peki ne yapmalıyız.
Buna dur diyebilmeliyiz.Nasıl?Bilinçli tüketici olarak tabi.Bu konuyla ilgili Fikir Sahibi DAmaklar bir yazı yayınlamış tık lütfen.Mutlaka okuyun ve ona göre davranın.Kendimiz için değil çocuklarımız için..

2 Kasım 2009 Pazartesi

BUGÜNLERDE NASILIZ?

Yaklaşık 10 gündür hastayız biliyorsunuz.Önce Damla'yla başlayan sonra Karya'yla devam eden bir hastalık.Damla kusma olayını çabuk bitirdi.Ama Karya'nın burun akıntısını takiben kusma olayı hala devam ediyordu.Hastaneye ilk gittiğimizde kusma yoktu ve sadece burun akıntısı ve hafif ateş olduğu için hafif nezle demişti drumuz.Burun akıntısı ile birlikte kusma da başlayınca cumartesi acile gittik.Tam 3,5 saat acilde kaldık.Çünkü acilden çok poliklinik vazifesi görüyordu hastane.İnsanlar bizim gibi panik halinde en ufak bir durumda çocuğunu kaptığı gibi acile getirmiş.Sıramızı bekledik yaklaşık bir saate yakın.İçeri girdiğimizde çocuğu soyun dediler.Soydum.Ateşini ölçtüler 36,8.Normal.Dr hanım geldi muayene etmek için.Çok tatlı bir dr du.Nedense son zamanlardaki dr larımız hep çok iyi denk geldi.Buda ayrıca memnun etti beni.Dr hanım muayene ederken ben Karya'ya anlattım.Annecim bek şimdi seni muayene edecek sakın korkma diye.Hiç sesini çıkarmadı kızım.Sonra kulaklarına bakmak istedi dr.Karya'ya anlattım yine.O da sakin sakin kulaklarını muayene ettirdi.Sonra da boğazına baktı ve biz evde sürekli onun boğazını kontrol ettiğimiz için son günlerde nasıl davranması gerektiğini biliyordu.Hatta aaaaa diye açtı ağzını yavrum.Veeeee dr teyzemiz bize kocaman bir aferin dedi bu yüzden.Oysa Damla'yı götürdüğümüzde başka bir dr teyze ona cadı demişti:))
Neyse ben dr a domuz gribinden şüphelendiğimi söyledim.Oda maalesef herkese test yapamadıklarını, ağır durumlarda müdahele ettiklerini ve her yerde test yapılabilecek merkezler olamdığını söyledi.Ama genel durumunun iyi olduğunu bu yüzden endişelenecek bir durum olmadığını, boğazda hafif bir kızarıklık bulunduğunu ama kusmanın idrar yolu enfeksiyonundan da kaynaklanabileceği yüzünden idrar tahlili yaptırmamız gerektiğini söyledi.Karya'ya poşet takınca kıyamet koptu tabii.Kızlar bu poşetten nefret ediyorlar artık. O kadar rahatsızlık veriyor ki onlara.Yürüyemiyorlar ve sürekli çıkarmam için yalvaran gözlerle bakıyorlar bana.Anlattım durumu Karya'ya.Ne kadar çabuk çiş yaparsa o kadar çabuk çıkacağını söyledim poşetin.Ama çocuk çişi varsa da yapmadı uzunca bir süre.Her çiş yaptın mı annecim sorusuna heee (evet) diye yanıt verdi.Uzunca bir bekleyişten sonra ki kontrolde çişini yaptığını gördüm hemen laboratuara götürdüm.Neyse sonuç itibariyle idrarımız da temiz çıktı.Çok şükür bir problem yok.peditusa devam dedi dr.Kusma da gripten kaynaklanabilir dedi.Cumartesi kusma devam etti.Yatmadan önce yine güzelce kustu.Ama gece uyurken kusmadı.ve dünde kusmadı.Daha iyi burun akıntısı da geçti.İnşallah iyileşmiştir artık.Kusmalarının nedeni yalancı emzikten kaynaklanıyor olabilir diye onu da değiştirdik yeni meme aldık ona.Bir kaç çeşit hem de.Çünkü her memeyi emmiyor kendileri.Şu an Dalin'in 0-3 ay arası memesini emiyor.Daha büyükleri acaip midesini bulandırıyor küçük hanımın.O kadar da hassas yani.Evde her yeni meme alışımızda kıyamet kopuyor.Damla yalancı emmemesine rağmen yeni meme gördüğü zaman Karya'nın ağzından çekip alıyor ve onun olsun istiyor.
Bu aralar Kayu ve nana bağımlısı olduk.Nana krizine girdiklerinde nereden bulacağımı bilemiyorum.Netten açıp izlettiriyorum bazen ama ekran küçük olduğu için zevk almıyorlar.Yokmudur bunun cdsi falan.Kayyu şu an kurtarıcımız durumda.Açıyoruz biraz izliyorlar sakince ve bende o arada kitabımı okuyabiliyorum.
Bu arada KArya kitapları çok seviyor.Babası onlara doğduklarında bir masal kitabı almıştı.O kitap yeni yeni çıkıyor ortalığa çünkü eskiden yırtıyorlardı her şeyi.Ama şimdi sayfaları çevirip bakabiliyorlar.Karya o kitabı elinden düşürmüyor neredeyse.Onunla epey vakit geçiriyor.Hatta gece bile onunla uyuyor.Öyle bir sarılıyor ki kitabına.Bu durum beni çok sevindiriyor tabi.Annesine benzeiyecek sanırım kitap düşkünlüğü.