23 Ekim 2010 Cumartesi

KUZUCUM HASTA

Tam Karya iyileşiyor derken Damlam da hastalandı.Dünden beri ateşler içinde yanıyor yavrum.Ayrıca sürekli kusması var.Su içse kusuyor.Hiç bir şey yemiyor.Sabah kalkınca baktım olmıyacak evde emedur fitil vardı.Fitil verdim.Kusması durdu.Ama hala hiç bir şey yememekte ısrarlı.Gece ılık suyla yıkadık.Sürekli ateş düşürücü verdik.Baktık olmuyor soluğu acilde aldık.Evden çıkarken ateşini ölçmüştüm:38.8.Gidince tekrar ölçtüler aynı.Hemen ateş düşürücü fitil verdiler.Bir saat bekleyin tekrar ölçüm yapacağız dediler bizde hastanenin kantinine gittik.Orada tost aldık kızlara.Damla zorla bir iki lokma yedi.Bir saatin sonunda tekrar ateş ölçümü yapıldı ateşi:38.5 Bu kez şurup verildi.Yarım saat sonra tekrar ölçeceğiz dediler.Yarım saat sonra çok şükür düştü ateşi.Eve geldik.Yarım kalan tostunu istedi.Baktım yiyor.Hemen yemek yaptım ama sucuk istedi.Sucuk pişirdim.Sucuğu ben çok sevdiğim için kızlarda seviyor.Ama M.her defasında kızıyor.Sucuk yiyoruz diye.Bana hep der ne kadar zararlı şey varsa yiyorsun ama napiim.Kahvaltı kültürüm yok benim.Yani zorla peynir ve ezeytin yemeğe alıştım M.sayesinde.Eskiden kahvaltıda sadece yumurta ve margarin türü şeyler yerdim.Başka bir şey aramazdım.Kızlar da bana çekecek diye korkuyor M.Haklı sucuk zararlı ama yedikleri tek zararlı şey nerdeyse sucuk.Salam ve sosis zaten almayız evimize.Kola ve türevleri de evimize girmez.Neyse karnı doydu ya kuzumun.Aç yatmadı şükür.AMa tam yattık dedi ki anne peynir ekmek yiyeceğim.TAmam dedim kalktık birer dilim peynir yediler ve uyudular şimdi.Bende kahvemi aldım açtım PC mi.Yazayım dedim.M nin de maçı var.Yalnızım yani şu saat.Ne yapacağıma karar veremiyorum.Dağ gibi ütüm var.Makinede asılacak çamaşırlar var.Okunacak kitaplarım var.Şu an elimde Ali Çankırılının çocuklarınıza sınır koyma adında bir kitabı var.Çok basit dille yazılmış dolayısıyla okuması çok kolay.Tek kusuru Robert Mckenzie nin çocuğunuza sınır koyma kitabıyla neredeyse aynı.AMa bizim kültürümüze daha yakın örnekler verdiği için daha anlaşılır.Bizde Karya da işe yaradı verdiği taktikler ama Damla ya sökmüyor.Bunu bitirince birde şu bizim elizabeth'in (Elizabeth Pantley'in) kitabını okuyacağım.Çocuğunuzla iş birliği yapabilme.Belki Damla da işe yarayacak taktikler bulurum.Bazen aşılamayacak krizler yaşıyoruz.Özelikle Karya da bir dönem yaşadık.AMa şimdi azaldı o krizler ve inatlar.Kitapmı işe yaradı yoksa zaten kuzumda yoktu hastalığın verdiği bir süreçmiydi bilmiyorum.Neyse uykusuz bir gecenin ardından sanırım çamaşırlarımı asıp yatacağım.Canım bir şey yapmak istemiyor çünkü.Bu arada annem daha iyi.

21 Ekim 2010 Perşembe

UZUN ZAMANDIR EKLEYEMEDİĞİM FOTOLAR

Annemin ameliyatından bir gün öncesi.Annem kızları çok özlediğini söyledi ve bizde pazar günü kızları hastaneye götürdük.Annem zorda olsa aşağıya indi.Hastanenin kantininde oturduk biraz.Damla annemi öyle kolunda serumla görünce çok tedirgin oldu.Karya ise annemi kendi elleriyle besledi.Hasta diye.Aşağıdaki fotolar ise kızların iş yerine geldiği günlerden birinde çekildi.Sanırım Ramazan Bayramı öncesi arife günüydü.Yarım gün diye gitmiştik.Ve Konak Meydanında kuşlara yem attı kızlar.




12 Ekim 2010 Salı

ANNEM AMELİYAT OLDU

Bir süredir yazamıyordum ve yazamayacağımda.Annem dün ameliyat oldu.Keyifsizim tatsızım. Kafam allak bullak.Beynim yorgun.Kızlar hasta.Karya yaklaşık on gündür burun akıntısıyla boğuşuyordu.Haftasonu tam iyileşti derken dün kreşten geldiğinde yine burun akıntısı başlamış.Bir taraftan da öksürük var.Sabaha kadar uyumadı ve uyutmadı.Aklımdayken anlatmak istediğim bir olay var.Dün sabah 5 te uyandı babannesinin yanına gitti.Kadını kaldırmış bir güzel kahvaltı hazırlatmış kendisine.Bir de çay demletmiş.Yumurta pişirtmiş yağda.Ama hanımefendi ekmeği beğenmemiş bakkaldan ekmek istemiş bakkal kapalı olduğu içinde ekmek alınamamış ve vazgeçilmiş kahvaltı edilmekten.Sonra ayağa yatırılmış kontes ve ayakta sallanarak uyumuş.Edepsiz ve eziyetçi çocuk.Ama nedense babannesine yapılıyor eziyet.Pazar günü kızları ananesini görmeye götürdük hastaneye.annem kolunda serumla gelince DAmla tedirgin oldu.Ama KArya minik minik poağaçaları annemin ağzına tıkmaya çalışıyordu anane ye diye.Ve dönüşte yengem annemin koluna girdi yukarı çıkarmak için Karya ben tutcam ananemin elini diyerek kimseye bırakmadı refakat işini.ve arkasından uzun süre ağladı ananem bizle gelsin diye.Neyse bizden şimdilik bu kadar.Akşam acile götüreceğim kızları muayene ettirmek için.Gündüz vakit bulamadım mecburen acil yolu göründü bize.İnşallah ciddi bir sorunumuz yoktur.

4 Ekim 2010 Pazartesi

BATTANİYE SORUNUMUZDA AŞAMA KAYDETTİK

Biliyorsunuz Damla'nın battaniyesine olan düşkünlüğünü.Ve kreşte de battaniyesiyle yaşadığı sorunları.Ve on alıp kestiğim yeşil battaniyeyi.Ve istemediğini.
Cuma günü akkşam onları almaya gittiğimizde ikisininde sırtında ayıcıklı sırt çantası vardı.Öğretmenleri hediye almış ikisine de.Hani belki Damla çantayı görüp battaniyeden vazgeçer düşüncesiyle.Battaniyesinide katlayıp çantaya yerleştirmeye çalışmışlar.Ama çanta küçük battaniye büyük olunca çantanın ağzı kapanmamış.Öğretmenide konuşmuş onunla.Bana ayrılırken "Damla ne yapacağını biliyor biz konuştuk onunla" dedi.Arabada battaniyesini çıkardı çantadan koklaştılar biraz.Eve gidince yüzüne bile bakmadı açıkçası.Sonra ben konuştum onunla."Bak kızım istersen büyük battaniyen evde kalsın artık, okuldan gelince onu kullanırsın.Okula giderken de küçük yeşil battaniyeni götürürsün.Hem çantanın içine de sığar o" dedim.Tamam dedi.Ertesi gün yani cumartesi günü battaniyesini birlikte makineye attık yıkansın diye.Ve DAmla'm canım kızım uyurken yeşil küçük battaniyeyle uyudu.Tamam dedim oldu bu iş.Demek kabullendi.Bugün gelirken yeşil küçük battaniyeyi sırt çantasına yerleştirdim.Anlattım ona itiraz etmedi.Biraz önce kreş öğretmeniyle konuştum sorun yok dedi.Ben her ihtimale karşı Damla görmeden büyük battaniyesini poşete koyup kreşe bıraktım.Ne olur ne olmaz diye.Ama hiç aramamış kendi battaniyesini.Yeşil battaniyesi elindeyken jimnastik dersi başlamış ve bırakmış elinden o da katılmış derse.Sanırım aştık bu sorunu da.
Bu aralar pek bi dillendiler.Acaip cümleler kuruyorlar.Birbirlerine nispet yapar oldular.Yolda giderken bir şey görüyor birisi.Diğeri görmüyor mesela.Biri diğerine "önce ben gördüm" diyor.Diğeri de deliriyor bu durumda bende görecem diye.
Karya biraz rahatsız.Öksürük ve burun akıntısı var.Peditus kullanıyoruz.Ve kreşe iyice alıştılar artık.Sorunsuz gidiyoruz.Cuma günü akşam gelirken bana Karya "anne okul çok güzel" dedi.Ve arkadaşlarının isimlerini sayıyorlar bana."dilara, deniz ali, deniz, efe, begüm, evrim".Efe hala ağlıyormuş.anne, anneanne, baba, babane diye.Yazık.
Karya her sabah giyeceği kıyafeti kendi seçiyor.Benim çıkardığım giyimi kesinlikle giymiyor.Kendi açıyor dolabı tişörtünü seçiyor önce sonra da şort seçiyor (şort dediği de pantolon) ve kendisi giyiniyor.Damla garibim ise ne çıkarırsam onu giyiniyor ama ben ona da soruyorum bunu yada şunu giymek istermisin diye.Bir ara kıyafet konusunda aynı giyinme derdimiz vardı.Bizde aynı kıyafetten iki tane alıyorduk hep.Ama bu sıralar tercihleri değişti.Artık farklı kıyafet giydiriyorum bende.Arada yine aynı giyinmek zorunda kalıyorlar ama genelde farklı şeyleri tercih ediyorlar.Buna seviniyorum işte.
Birde Karya dün diyor ki bana.
"anne ben okul ııııı"
"niye kızım"
"ben okul eeee ııııı"
"neden annecim"
"betül konuşuyo çok, ben eee ıııı"
"betül kim kızım arkadaşın mı"
"ııı aba"
"öğretmen mi"
"ıııı çocuk"
"peki ben öğretmeninle konuşurum annecim"
"anne öğretmen ıııı betülle konuş"
"peki betül ne yapıyor annecim ne diye konuşuyor"
Karya evin içinde koşarak;
"koşuyor bööle bööle" "konuşuyo işte"
"tamam annecim ben konuşacağım betülle de öğretmeninle de"
"tamam"