5 Mayıs 2009 Salı

HIDIRELLEZ

Çocukken hıdırellezi ne çok severdim.Akşamları ateşler yakılır, ertesi gün mutlaka pikniğe gidilirdi.Ateş yakmak için konu komşu, kenarında köşesinde ne varsa, odun, çalı çırpı, eski eşya yani yakılabilecek her ne varsa çıkarırdı ortaya.Kocaman ateş yakılırdı.Ve biz çocuklar ve büyükler deliler gibi atlardık ateşin üstünden.En az üç kez atlanmalıydı.Yoksa günahlarımız bütün bir yıl üzerimizde dururdu.Ateşin üstünden atlarken etrafı iyice kolaçan etmeliydik.Çünki hiç ummadığımız bir anda karşıdan gelen nereden çıktığı belli olmayan şımarık erkek çocuklarıyla çarpışmak işten bile değildi.Bu arada büyük ablalar ve teyzeler ellerinde olmassa olmaz darbukalarıyla atarlardı kendilerini sokaklara.Çalarlardı, söylerlerdi ve oynarlardı.Bizler küçüktük, çocuktuk.Ancak onlara karşıdan bakardık ve ortaya atıp kendimizi oynamak için ortam kollardık.Vakit epey ilerleyince şehrimizin roman mahallesinden o muhteşem romanlar gelirdi.
Bizim yani annemin oturduğu ev İzmir'in en eski, en güzel yerlerinden biridir.Şimdi o eski güzelliği kalmasa bile-ki bence hala güzel-yine de tarihi mekan olma özelliğini yitirmez hiç bir zaman.Çünki orası Kadifekaledir.İzmir'in kurulduğu yer.Nice efsanelerin dolaştığı yer.İzmir'in yerlisi olupta Kadifekale'de oturmayan kimse yoktur herhalde.Şimdi eskisi gibi değil ama olsun.Yine güzel, yine muhteşem.Doyumsuz bir manzarası vardır Kale'nin.Kale kapısına doğru çıkarken yol kenarında durup o manzarayı seyretmek lazım.Yada en güzeli surlara çıkıp İzmir'in o eşsiz güzelliğini surlardan izlemeli.Ya da hatta Kale kapısının hemen girişinde kalenin içine girmeden solda Sema Çay Bahçesi var.(kendileri benim kankam olurda) oraya oturup o doyumsuz manzara eşliğinde mis gibi kokan çay yada elma çayı içmeli insan.Nereden nereye geldim.Girdikçe giriyorum.Biz çocukken elma çayı yarışı da yapardık.Ben, Sema ve Funda üçlüsü.Allah'ım yaşlanmışım demekki.Anılar sürekli beynime üşüşmeye başladı.Yazdıkça yazasım geliyor.Ben nasıl engel olucam kendime.Elma Çayı gerçekten lezzetli olur.Deneyin derim.
İşte o muhteşem romanların gelmesini dört gözle beklerdik Sema'ların orda.Kale kapısının tam önüne gelir orada başlardı eğlence.Sabahın ilk ışıklarına kadar.Öyle güzel olurdu ki.Mest olurduk biz çocuklar.Sonra ertesi gün sabah erkenden kalkılır, akşamdan hazırlanılan çantalar(kaynamış patates ve yumurta, domates, yaprak sarması, karışık kızartma, börek, çörek ne varsa) sırtlanılır, yürüye yürüye kaleden fuara gidilirdi.İzmir'in neredeyse tamamı fuarda buluşurdu.Hani iğne atsan yere düşmez denir ya aynen öyle.Sabah erken gidilmesse fuarda yer bulmak mümkün olmazdı hiç.Minicik bir yeşillik görülen yere tezgah kurulurdu.İp atlanır, top oynanırdı.Nevaleler çıkarılır karınlar doyurulur ve sonra başlanırdı nerde darbuka, davul var düşülürdü peşine.Oryantal oynamayan çıkamazdı ortalığa.Hatta o zamanlar o gün annem okula göndermezdi beni.Çünki hıdrıllez pikniği her şeye değerdi.Ertesi gün öğretmenden azar işitmek pahasına.Ne de olsa suçlu annemdi.Offff ne günlerdi ama.
Şimdi öylemi ya.Nasıl izin alıp gitcem ben pikniğe.Ayrıca bugün hava o kadar serin ki.Değil piknik yapmak balkonda çıkıp oturmak bile mümkün değil.En azından sabah serindi.Şimdi nasıl bilmiyorum.İşyerinde bilgisayar başında oturuyorum işte.Yalnız sabahtan bir arkadaşımız dileklerimizi bir kağıda yazmamızı istedi.Götürüp toplu halde denize atcakmış.Gerçi bu dileklerin bugün akşam kağıda yazılıp, gül ağacının altında bir gece sabahlaması gerekiyordu ama şimdi kim gül ağacı bulcakta o dilek kağıdını uykuya yatıracak orada.bizde yazdık verdik ablamıza kağıtları.Büyücek bir zarfın içine koyduk gönderdik.Hayırlısı olsun bakalım.Bugün edilen duaların, tutulan dileklerin yerine geldiğine dair rivayetler var.
Ben herkes için sağlık, mutluluk ve huzur diliyorum.Allah hiç kimsenin sağlığını sıhhatini bozmasın.Ve her şey herkesin gönlünce olsun.

9 yorum:

ummugulsum dedi ki...

dualarına amın dıyorum canım. elma cayı nasıl yapılır merak ettım valla:)

İkiz Annesi sdilek dedi ki...

Canım aktarlarda satılan elma çayı tozu var.Onlardan kiloyla alınıyo, üzerine sıcak su ve şeker.O kadar.Ama çocukluğumun lezzeti olduğu için bana inanılmaz güzel geliyor.Biz üçümüz her toplanışımızda hala elma çayı içeriz.

Prima Rima dedi ki...

Hepimizin dilekleri gerceklessın inşallah:)
Bende küçüklüğümden bu gıbı anılar hatırlıyorum ates yakıp ustunden atlayanları seyrederdım ama hıc atlamak nasıp olmadı:)

gülçin dedi ki...

dimi ya... ne günlerdi hakkaten. şimdi kalmadı hıdırellez kutlamaları. ne korkardım bi yerimi yakarım diye ama atlamaktan da geri kalmazdım. inatlık orda da baş gösterirdi :)))

izmir kadifekale falan dedin de bir izmirli olarak açtım gözlerimi iyice. her karışı cennet walla şehrimin.

özleniyor değil mi geçen günler. belki çok ilerde bu günlerimizi de özleyeceğiz.
dediğin gibi herkesin tüm dilekleri gerçek olur inş. sağlıkla, mutlulukla...

minik kuzuları da öpüyorum çok :)

laleninbahcesi.blogspot.com dedi ki...

dileklerimi diledim , gül dalına astım bundan sonrası Hıdır ve İlyas Peygamberde. Tüm dilekleriniz gönlünüzce olsun

Ayşem'in Annesi dedi ki...

Canım yaaa inan yazını okuyunca benim de aklıma kendi çocukluğum ve yaşadığımız o hıdırellez coskusu geldi.Ne heyacanlı olurdu o geceler of of...Yıllrdır Kıbrıs'tayım biliyorsun.Ve maalesef burada böyle bir olay yok ya da ben hiç denk gelmedim:(Neyse duaların için amin diyor ve ben de herkese önce sağlık sonra huzur diliyorum.Öptüm canım...

KAYGILI ANNE dedi ki...

Dilekciğim küçükken annemde gül fidanının dibine ev çizer yada dal parçalarıyla yapardı ,balkona kese içerisinde para konurdu hızır gelip değsin o sene bereketli olsun diye o para bütün sene cüzdanda taşınırdı.Annem gül fidelerine çize çize evine konuştu sonunda ama kaç yıl üstüste yaptı bu işlemi onu bilmiyorum :)))

Banu Durgunlu dedi ki...

Dilekcim ne güzel yazmışsın...
Çocukluğuma döndürdün beni...
Artık ne gül ağaçları ne de sokaklarda yakılan ateşler kaldı:(
Dün bir arkadaşım söylemese hatırlamayacaktım bile Hıdırellez'i...Hoşgeldi sefa geldi.
Umarım dilekleriniz kabul olur canım...Sevgiler:)

minik kuzucukkk yasmin suuu dedi ki...

Dilek döktürmüşsün yine... duların içinde işallah hep beraber canım...aminnnnnn