Bodrum'da büyük babannemizin kızların tabiriyle köylü babannenin evindeyiz.Kızlar hazine bulmuş gibi sularla oynayıp, çiçekleri suluyorlar.Ve beni kandırmak için de söyledikleri şey şu:"anneee çiçekler sıcakta bayılmış, suya ihtiyaçları varrrr"
Milas'ta köydeyiz yine.Folluktaki yumurtalar, kızlar folluktan yumurtaları alınca şaşırdılar ve sanki pişmiş yumurta gibi birbirine vurup birinin kırılmasına neden oldular.Karya tavukların peşinde koşmaya bayıldı ama sonra kazları görünce ikimizde kaçacak yer aradık.Kazlar üzerimize gelirken öyle bir tıslıyorlardı ki.Kaçmayana deli derlerdi eminim.Ve evin tam karşısındaki elektrik direğine yuva yapan leyleklerin yavruları.Anne ve baba leylek gitmiş ama yavrular henüz yuvalarını terk etmeye hazır değiller.Ağustos sonuna doğru onlarda sıcak ülkelere gitmek için yola çıkarlarmış.
Burası Konak meydanı.Kızlar haftasonu kuşlara yem atmanın tadını çıkarıyor.
Burası Ödemiş Gölcük.Manzara enfes değil mi?
Kızları geçen yıl aslan max'e götürmüştük.Sonra buz devri 4'e de gittiler.Bu max amcanın 2.si.Yine bayıldık sinemaya.
Bodrum'dayız yine.Balığın dayanılmaz cazibesi.Mis gibi halis zeytinyağında kızaran balıklar mideye inmek için sabırsızlanıyorlar.
Kuzenimizin evinin bulunduğu sitedeki havuz.Bodruma gidipte havuza yada denize girmeden dönmek olmazdı.İşte kızların havuz keyfi.
Dönüş yolumuzda Bafa Gölü'ne de uğradık.Türkiye'nin en büyük ikinci tuzlu gölüymüş Bafa.Hikayesi alttaki fotolardan birinde.
Burası da Gümüldür Ürkmez.Biz çok seviyoruz burayı.Şehre yakın olduğu içinde sık sık gidiyoruz.
Kızlar kleopatra gibi çamura bulandı.Çok eğlenceliydi.
Burası da Seferihisar.Detaylar yok ama parkta ikiz olmanın dayanılmaz gücünü herkese gösterdiler.Baksanıza kimselere ihtiyaçları yok.