25 Kasım 2010 Perşembe

İYİ BİR GECE UYKUSU İÇİN.....










Bu uyku meselesi hakkında uzun zamandır yazmak istiyordum.Ama bir türlü fırsat bulamadım.Bazı bebelerin de uyku problemi olduğunu duydukça acaip üzülüyordum.Dedim bu işe bir el atmam lazım.Nacizane önerilerim olacak bu konuda.

Şimdi yeni doğmuş bebekler genellikle günün büyük bir bölümünü uyuyarak geçirirler. Beklersiniz uyansalarda bir gözlerini görsem ya da kucağıma alsam diye.Ama uyanmazlar çünkü büyümeleri için uyumaları gerekir.Yeni doğmuş bebekler yaklaşık 16,5 saat uyur-muş.Bu işin bilimsel tarafı.Kızlar 29 aralık 2007 cumartesi günü öğlen saat 12,26 (Damla) 12,27 (Karya) de doğdular.O gün sürekli uyumaları gerekiyordu değil mi?Ama yukarıdaki fotolarda da görüldüğü gibi benim kuzuların gözleri cin gibiydi vallahi.Uyku falan yoktu bir ara.Karya geceyi uyuyarak geçirdi.Damla ise sabaha kadar ağladı.İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur demiş büyükler varmış bir bildikleri.Ertesi gün eve geldik de başladılar sürekli uyumaya.Eve gelenler ne zaman uyanacak bunlar azcık gül cemallerini görelim de gidelim diye söyleniyorlardı.Bizim durumumuz biraz değişik olduğu için ikiz bebelerden dolayı uyku sorunsalımızda değişikti.Yani onlar açısından sorun yoktu benim açımdan sorun vardı.İki bebeği emzir, emzir emzir.Bakıyordum günlerim ve saatlerim sadece emzirmekle geçiyor.Ama öyle böyle değil.Kendimi çoğu zaman inek gibi hissediyordum.Onlar sürekli uyuyor ama bu çocukların emmesi lazım.İki saatte bir emmeleri gerekiyor.Normalde hep öyle denir ya.Şimdi bir hesap yapalım.Bir bebek iki saatte bir emecek.bebeğin emme süresi yaklaşık ( drlar kesinlikle 20 dak.dan fazla emzirmeyin derler) yarım saat kabul etsek.Ardından alt temizliği yapılacak.Ona da 15 dak.diyelim.Bu bizim için emzirme yarım saat+yarım saat=bir saat.Alt temizliği içinde 15+15=30 dak.Yani bir buçuk saat.Kaldımı bana yarım saat.Eee yat uyumaya çalış dal zaten geçiyomu bir yarım saat daha.Peki ben niye yatıyorum o zaman.Uyumadan kalk döngüye devam et.

Konuyu saptırmıyayım ben en iyisi sadede geleyim.Bir bebeğin-çocuğun iyi bir uyku alışkanlığı kazanması için gerekli olan şey ona uykuyu öğretmektir.Hamileyken okuduğum kitaplardan öğrendiğim şey şu.Kesinlikle bebeğe emzirtecek ya da alt temizliği yaptıracağınız zaman uykusunu bozacak şeyler yapmayın.Biz bunun için şöyle yaptık.Uzun bir süre zaten salonda yaşadık.Orada yattık kalktık ve oturduk.Salon ampullerinden birini gece lambası olarak değiştirdik.Yatacağımız zaman gece lambamızı yaktık.Gece kızlar uyandığında ya da emzirmem gerektiğinde ya da alt temizliği yapmam gerektiğinde ekstra hiç lamba yakmadık.Hep gece lambasıyla hallettik işimizi.Ve hiç konuşmadık.Bunun için azami özen gösterdim ben.Annem ve kayınvalidem arada kendilerini kaptırıp agu gugu yaptıkları zaman ikaz ettim.Aman dedim ses yok.Sakın konuşmayın.Ve böyle böyle kızlar gece uyumanın ne demek olduğunu öğrendiler.Biz gece uykusu konusunda hiç problem yaşamadık.Yani gecenin bir yarısı kalkıp oturup oyunlar oynamadık.Elbette uyandık bizde.Ama uyanınca ya suyumuzu içtik uyuduk Ya da emdik uyuduk.Kızların sık sık uyanmalarının nedeni benim hatam oldu.Biraz büyüdükten sonra yani yaklaşık 6-8 ay civarlarında ben artık uykusuzluğa dayanamadığım bir zamanda kendi yatağımda emzirmeye başladım.Hem onlar uyusun hem ben diyerek.O dönem çok rahat ettim.Uyuyabiliyordum artık.Ama bu durum kızların bana alışmasına ve sürekli benimle uyumak istemelerine neden oldu.Ben memnundum gerçi.Onlara sarılıp uyumaktan.Ama hala bu sorunumuz devam etmekte.Biz hala üçümüz birlikte yatıyoruz.Onlar uyuduktan sonra ben yataklarına götürüyorum.Ama gecenin bir yarısı yine uyanıyorlar ve benim yanıma geliyorlar.Benim yanımda yattıkları sürece sorun yok.Ama uyanıpda yanlarında beni göremeyince hopppp ya benim yanıma kendileri geliyor Ya da beni uyandırıp “anneeeee ben senin yanına” diyerek yanıma aldırtıyorlar kendilerini.Ve çoğu zamanda üçümüz uyumaya devam ediyoruz.Dün Karyayla yatarken ona http://gununcorbasi.blogspot.com/ da sevgili Yelizin Arcaya uyguladığı taktiği uygulayayım dedim.Tabi bizde Hülya ve Tuna yok ama Ecem var Yaren var, Yağmur var.Onlardan örnek verdim.Dinledi dinledi benim kuzu sonra bana ne dese beğenirsiniz.”Ama anne onlar büyük, ben daha küççük”.Peki madem dedim büyüyünce tekrar konuşuruz.Ve sarıldık yine birbirimize, sonra Damla da geldi üçümüz bir arada yattık uyuduk.

24 Kasım 2010 Çarşamba

DAMLA'DAN KARELER VE ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUZ.



Yukarıdaki fotolar tamamen Damla'mın çekimi.O kadar foto çekmeye meraklı ki.Ben çekim yapmaya kalkınca makineyi hemen elimden alıyor ve o başlıyor çekmeye.Tabi bize de poz vermek kalıyor.Damla çekmeyi Karya da poz vermeyi acaip seviyor.
Neyse efendim biz gelelim günlük yaşantımıza.Kızların dilleri iyice açıldı.Artık bize laf yetiştirmeye bile başladılar.Baya baya cümle kuruyorlar artık.Şaşkınlık belirtileri dahi var.Örneğin bir şey gördüğünde Karya:
"Bu ne beeee" diye kaba bir cümle kurmayı bile öğrendi.Bunun yanında en hoşuma giden ve beni bitiren cümleyi Damla kuruyor.Bir şey istediğimde Damla'mın verdiği cevap şu oluyor:
"Tamam annecim"
Bitiyorum, yüreğim eriyor resmen.O öyle söylediğinde ne kızgınlık kalıyor bende, ne istek.Her defasında alıp içime sokuyorum resmen.Tabi onlarında bu durum hoşuna gidiyor ki ikisi başlıyor bu kez defalarca "tamam annecim" demeye.Dün akşam kreşten aldık eve geliyoruz.Arabaya biner binmez Karya dedi ki:
"anne canan öğretmen dedi ki yarın elbise giyin gelin" inanamadım.Bir kez daha sordum doğrumu duydum diye.aynı şeyi söyledi yine.Kendi kendime dedim ki bu kız beni şimdiden yemeğe mi başladı acaba.Çünkü elbise giymeyi çok seviyor ve kılıfına mı uydurdu olayı.Damla'ya sordum o da tasdikledi.Peki dedim.Sabah giymeleri için elbiselerini akşamdan hazırladım.Yattık uyuduk.Sabah kalkar kalkmaz Karya "anne elbise" diye uyandı.Giydirdim.Çıktık evden.Okula vardık.Canan Öğretmen karşıladı bizi kapıda.Ona dedim siz böyle söylemişsiniz diye elbise giyindik diye."Evet" dedi "ben söyledim bugün öğretmenler günü diye şiir okuyacak kızlar" dedi.Nasıl yani dedim.Bize bayram tatilinde öğrenelim diye bir kağıt vermişlerdi içinde hem şiir hem şarkı vardı.Tatilin bitmesine bir kaç gün kala başladık çalışmaya ama kızlar şiiri sevmediler sadece şarkıyı öğrendik.Ne zaman şiiri öğretmeye kalksam hayır biz şarkı söyliyeceğiz dediler.Bende zorlamadım bu nedenle.Öğretmenimiz şiir okuyacaklar deyince "ama onlar şiiri ezberlemediler ki" dedim. O da "yoo onlar biliyor merak etmeyin" dedi öğretmenimiz.Şu an gök gürlemeye başladı ve yağmur da tabi ki.Neyse bugün öğretmenler günü ya hediyemizi de aldık.Kızlar çok heyecanlıydı hediye verecekleri için.Ne yaptılar çok merak ediyorum.Videoya çekecekmisiniz diye sordum ama sanırım çekilmeyecek.Sadece foto olurmuş öyle dediler.Bakalım yarına detay olursa yazarım yine.
Bu vesileyle tüm öğretmenlerimizin gününü kutluyorum.Halamızın ve eniştemizin özelikle.
Aylardır ilkokul öğretmenim aklımda.Onu bulmaya çalışıyorum.Kendisi Topaltı ilkokulunda öğretmenimdi.Sonra Halit Bey İlkokulundan emekli olmuş.Ama ne adresi var nede nerede olduğunu bilen.Adı Mukadder AKKAR..Belki beni okuyan ve onu tanıyan birileri çıkar.Ne kadar mutlu olurum o zaman.

22 Kasım 2010 Pazartesi

BAYRAM SONRASI



Bu bayram evdeydik.Hiç bir yere çıkamadık.Annem bizde olduğu için herkes bize geldi bayramlaşmaya.Çok yorucu ama bir o kadar da güzeldi.Kızların bayram sabahından fotosu bunlar.Herkesin geçmiş bayramını bu vesileyle kutluyorum.Tatil dönüşü henüz adapte olamadım.Bir kaç güne ancak kendime gelirim herhalde.

10 Kasım 2010 Çarşamba

BUGÜN BİZ.....VE YENİ KİTAPLARIMIZ...



Bugün canım M.nin yani namı diğer babişin doğumgünü.Sabah kalktık Karyanın keçileri her zamanki gibi üzerindeydi.Mızırdanmalar sürekli kucak istemeler falan.Bir ara kulağına eğildim ve "bugün babanın doğumgünü.Şimdi git iyiki doğdun de ve yanaklarından öp tamam mı?"Hemen keçileri gitti kuzumun ve koşarak babasının yanına gitti.Öptü yanaklarından kucağına atladı ve "iyi ki doğdun" dedi.Sonra Damlanın kulağına da fısıldadım.O da "iyi ki doğdun" dedi ama henüz yataktan çıkmadığı için başka bir faaliyette bulunmadı.Bugün babanemiz Kıbrıstan geliyor.Kociş üç gündür raporlu ve evde.Çünkü hasta.Ama bugün daha iyi.Doğum günü için kızların adına da hediye aldım.Akşamı sabırsızlıkla bekliyorum.Bakalım nasıl verecekler babalarının hediyelerini.
Kızlar bu aralar annişşş, babişş, karyuşşş ve damluşşş diye hitap ediyorlar.Özelikle Damla..
Öyle güzel annişş diyor ki..Allah'ım sana ne kadar şükretsem azdır.Bu kadar güzel, akıllı ve tatlı dilli iki kız çocuğunu bana verdiğin için.Pazartesi M.rapor aldı ve eve gitti.Akşam da gelip beni alacak buradan da kreşe gidip kızları alacaktık öyle konuşmuştuk.İş çıkışında M.geldi beni almaya arabaya binmek üzereyken kızları gördüm içeride.Önce kızları almış ve öyle beni almaya gelmişler.Nasıl şaşırdım, nasıl mutlu oldum anlatamam.Kızlarım artık beni işten almaya geliyorlar.Hakikaten çok büyük bir mutluluk.Ve acaip özlemiş oluyorum onları nedense.
Neyse lafı uzatmıyayım daha fazla.Ve Aşkımın, hayat arkadaşımın doğumgününü bir kezde burdan kutlayayım.
Canım benim.İyi ki doğmuşsun.Ve iyi ki seninle evlenmişim.Nice yıllara.Kızlarım senin gibi bir babaları olduğu için çok şanslılar.

Bugün NT'de dolaşırken yukarıdaki iki minik kitabı gördüm.Ve almadan edemedim.Birisi özgüvenle alakalı.Tamda Damlaya uyabilir diye düşündüm.Kızım kreşe başlayana kadar çok utangaçtı çünkü.Şimdi ise biraz daha rahat.Diğer kitap ise düzenli olmayla alakalı.Evde düzene ihtiyacım var.Henüz oyuncaklarını yada dağıttıkları şeyleri toplamıyorlar.Belki işe yarar bu kitapta evimiz eve benze artık.Hani derler ya evimi b.. götürüyor işte o durumdayız biz ne acı.

Kızların şarkıları söylerken ki videolarını kaydettim.Uygun bir zamanda bilgisayara aktaracağım inşallah.

Sabah 9,05 de sirenler çalmaya başlayınca her yıl olduğu gibi yine çok duygulandım.Ve düşündüm acaba onu unutamadığımızı biliyormu?Görüyormu bizi, duyuyormu?Her şeye rağmen seni unutmayacağız diyorum ve seni minnetle anıyorum ATAM...

4 Kasım 2010 Perşembe

BİR KÜÇÜCÜK NOT.....

Buuu anneeee ööödekkkkk(sağ elin baş parmağı sallanır)
buuu babaaa öödekkkk(sol elin başparmağı sallanır)
bunnada yavyulayıııııı(diğer bütün parmaklar sallanır)
derede yüzoladıııı(parmaklarla yüzülür gibi yapılır)
bi balık deldiii hammmm...(bi şekilde ham yapılır işte)

Bizim bu aralar favori şarkımız bu..Bayılıyoruz buna.Hatta anlattımmı bilmiyorum 28 Ekim yarım gündü ya hani.Bizde işe gelmiştik.Eve dönerken askerlerin prova yapmak için Konağa geldiklerini gördük.Araçlarının yanında bir kaç asker vardı.Benim kuzular da askerleri çok sevdikleri için (askeriyenin önünden her geçişimizde anne askerrrr diye bağırıyorlar ve göremedikleri zaman deliriyorlar) tuttum ellerinden gittik askerlerin yanına.
Ben-asker abileri kızlarıma bir merhaba dermisiniz.Askerleri çok seviyorlar çünkü.
Asker-Merhaba güzel kızlar.Siz ne kadar şekersiniz.(Bu arada onların göz hizasına eğilir)
Nasılsınız? Adınız ne?
Karya-Buuuu anneeee öödekkkkk.....
diye başladı asker abisine şarkı söylemeye.Abi bayıldı tabi bu duruma.Karşılıklı el salladılar ve ayrıldık ordan.Bu aralar Karya kimi görse hemen başlıyor bu şarkıya..Yeni şarkılarımızda var ama öğreneyim onlarıda yazacağım..

1 Kasım 2010 Pazartesi

GİZEMİN MAKİNESİNDEN FOTOLAR

Dün akşam Hilal Ablamlara gittik.Kızlar aşklarını çok özlemişlerdi.Zaten köyden de halam gelmişti.Hem halamı görelim hem Hilal Ablamı görelim diye onlara gittik.Kızları kreşten aldık ve dedik ki size bir sürprizimiz var.Bir yere gideceğiz.Hilal Ablayı görene kadar da söylemedik sürprizimizi.Hilal Ablamı ve Gizemi gördüklerinde görmeliydiniz hallerini.Nasıl sevindiler nasıl mutlu oldular.Çok özlemişler Teyzelerini.Akşam Gizemin laptopuna bakarken gördüm fotoları ve Gizem sağolsun yükledi hemen.Bende anı kalmasını istediğim için hepsini bloga ekliyorum.Çokkk eski günlere ait fotolarda var.






Bu foto çok komik.Hediye paketi kağıdını Karyaya tutturmuşlar.Ama yakışmış dimi.
Aşkısının kuzusu.En sevdiği şeydi.
Hepsi boyanmış.Tiplere bak...
Kuzummm nasılda güzel yiyor...Yarasın kuzum sana...
Şirinem benim...
Market güzelleri...
Gizem ve iki minik maymun..




Karya ve kuzenimin oğlu Ordahan..
Hepsi melek gibi değil mi?
Şu güzelliğe bakın ya....Gizem inşallah şansında yüzün kadar güzel olur.Senin için yazmak istediğim o kadar şey var ki.Her şeyden önce seni ne kadar çok sevdiğimi bilmeni istiyorum.Sen ve Sultan elimde büyüdünüz.Şimdi ikinizinde genç kız olduğunu görüyor ve sizinle gurur duyuyorum.Senin için en çok istediğim şey kendine uygun insanlarla birlikte olman.Sana yakışır ve seni taşıyabilecek insanlarla.Sen her şeyin en iyisine layıksın inan bana.Benim için çok ama çok değerlisin.
Karya ve Ordahan yine.

Cicular ve benim meleğim..
Bu da benim diğer sevdiğim yaratık.Sultan ve KArya.Sultan da benim için çok değerlidir.Çok sevdiğim insanlar arasındadır.O şimdi büyüdü ve nişanlandı.İnsan kızını evlendirirken ağlar ya hani.Ben de Sultanı nişanlarken öyle ağladım işte.Çok duygulandım çünkü.Demiştim ya Gizem ve Sultan elimde büyüdü.Az bakmadım onlara evde.
Ve biz....
Çok güzelsiniz...
Aşkımmmm.....

Geçen yıl anneler gününde hilal ablamızın anneler gününü kutluyor Karya..

offff poza bakın hele....

Kuzum memesinden ayrılalı ne kadar zaman oldu.Unuttu..Ben bile yadırgıyorum şimdi onu emzikle görünce.

YAŞASIN 3 GÜN TATİLDİ.....

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle 3,5 gün tatil yaptık.Kızlar bayıldı bu tatile.Çarşamba akşamı kreşten aldık ve dedik ki "bakın yarın sabah okula değil işe gidelim, ondan sonrada 3 gün tatil tamammı" kızlar bu seçime bayıldı.Perşembe sabahtan işe geldik.Ama gelirken acaip bir yağmur vardı.Islandık ama olsun güzeldi.İş yerinde zaten kuzular hiç yaramazlık yapmıyor.Buradaki arkadaşlarda sağolsun ilgileniyorlar.Hele bir Aytül takıntımız var ki.M. diyor ki Aytüle "kesin sen büyü yaptın kızlara, neden seni bu kadar seviyorlar".Aytül Yusuf'un annesi.Aynı iş yerinde çalışıyoruz onunla.Hatta masamız karşılıklı.Aytül kızları gerçekten çok seviyor ve çok ilgileniyor onlarla.O yüzden işe gidelim mi diye sorunca kızların ilk söylediği şey şu oluyor."anne aytül".Derya da kızlara yazı tahtası almıştı işe geldiğimizde hediye etti onlara tabi kızlar buna da çok sevindiler.Ellerinden düşürmediler yazı tahtalarını.Perşembe günü yarım gün olduğu için öğlen çıktık.Eve gitmeden yemek yedik bir yerlerde.Sonra teyzeme gittik.Orada kızlar uyudu.Bir süre oturduk sonra kalktık abimlere gittik.Yani kızların deyimiyle dedeye ve ebeye.Hülya ablam (yengem) ameliyat olmuştu annemden hemen sonra ona geçmiş olsun dedik.Orada da bir süre oturduktan sonra kalktık ve kızların arkadaşı ecem'lere gittik.Yani Cem ve Fatma ikilisine.Fatma'larla eski evimizde komşuyduk.Halada görüşüyoruz.Ecem ve kızlarda iyi anlaşıyorlar, oynuyorlar.Gece yarısına doğru evimize geldik.Ertesi gün geç kalktık.Evde biraz oyalandık ve M.nin kuzeni HAtice nin doğumgününü erkenden kutlamaya karar verdik. Pastamızı aldık ve onlara gittik.Biraz oturduk sonra kalktık, annem dayımdaydı annemi görmeye gittik.Akşam da komşumuzun kızının nişanı olduğu için erken kalkıp nişana geldik.Biraz da nişanda oturduk ve eve çıktık.Evde biraz daha oturup kızlara bir şeyler yedirdik ve yatırdık.Ertesi gün diğer dayıma gittik.Teyzem bizim siteye taşınacak Ankaradan geliyor.Evin tadilatları için gelmişti.O akşam Ankaraya taşınmak için geri dönecekti.Onu görmeye gittik işte dayımlara.Biraz orada oturduk ve işyerinden bir arkadaşımıza güle güle oturuna gittik.Evimize geldik kızları yatırdım yine.Bense onlara süeter örmeye çalışan bir anne olarak aldım elime örgümü biraz ördüm.Pazar günü için hiç plan yapmadık.gezmekten yorulurmu insan yorulduk tabi.Evde yıkanan çamaşırların ütülenmesi gerektiği için bir sürü ütü yaptım.Kızları uyuttum bende uyudum onlarla.Cumartesi günü iyi uyuduk ama.Saat 13,30 da yattık 14,00 gibi uyuduk.Uyandığımızda 17,50 ydi saat.İyi dinlenmişiz.Uyku çok iyi geldi.Haftasonları kızları uyutunca bende onlarla birlikte uyuyorum ve çok iyi geliyor bana.Bu sabah zor kalktılar ama.Yine uyanamadılar.Sabah uykusunu çok seviyorlar tıpkı benim gibi.ama kuzular erken kalkmak zorunda.Neyse işte şimdi okuldalar.Ama hala burunları akıyor.Hiç iyileşemediler. Havalarda o kadar enteresan ki.Yine pastırma sıcakları geliyormuş.İnsan nasıl giyineceğini şaşırıyor.